BilimGenelMakalelerSağlık

Kansersavar Beslenme

Google News Abone Ol

Son zamanlarda çok sık karşılaştığımız bir hastalık: kanser. Kanser vücutta durmadan üremeye devam eden doku kitlesi bulunması durumunda ortaya çıkan bir hastalıktır.

Kanser hem fiziksel hem de mental açıdan hastaları oldukça zorlasa da tedavisi ve önlenmesi mümkün olan bir hastalıktır. Genetik ve çevre gibi bazı kanser riski oluşturan faktörleri değiştirmemiz mümkün değildir. Ancak yapılan araştırmalar sonucunda sağlıklı bir diyet uygulamak gibi ufak yaşam tarzı değişikliklerinin kanser oluşumunu %40-50 arasında önlediği sonucuna varılmıştır.

Şeker ve Rafine Karbonhidrat

Şeker oranı yüksek, lif ve besin değeri açısından fakir besinlerin alımı kan şekeri seviyelerini hızlı bir şekilde yükseltmektedir. Yüksek kan şekeri ve yüksek kan insülin değerleri kanser hücrelerinin üremesini uyarmakta ve yayılmasına neden olmaktadır. Bu durum mide, meme ve kolorektal kanserler başta olmak üzere birçok kanser için risk faktörü oluşturmaktadır.

Bu nedenle şekerli meşrubatlar, alkollü içecekler, işlenmiş tahıllar, paketli gıdalar, abur cuburların tüketimi sınırlandırılmalıdır. Sınırlandırılan yiyecek ve içeceklerin yerine tam buğday veya çok tahıllı ekmek, kahverengi pirinç, arpa, kinoa, kepekli tahıl, yulaf ezmesi ve kuru baklagiller edilmesi önerilmektedir. Şekerli gıdaların ve rafine karbonhidratların tüketiminin sınırlandırılması kolorektal  kanseri riskinizi azaltmakta ve sağlıklı bir kiloya ulaşmanıza yardımcı olmaktadır.

İşlenmiş Et

Kırmızı etin vücudumuz  için önemli gereksinimlerden olan demir, çinko, B12 vitamini ve protein açısından oldukça zengin bir besin olduğu bilinmektedir. Ancak raf ömrünün uzatılması, lezzet katılması gibi nedenlerle işlem gören etler Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından kanserojen besinler olarak kabul edilmiştir. İşlenmiş etler salam, sosis, sucuk gibi günlük hayatta sık tüketilen et ürünlerinin hepsini kapsamaktadır. İşlenmiş kırmızı etlerde kullanılan koruyucu maddeler işlem gördükçe kanserojen bir madde halini almaktadır. Bu nedenle işlenmiş et tüketimini sınırlandırmak gerekmektedir.

Haftada en fazla 3 porsiyon kadar et tüketimi önerilmektedir. Geri kalan günlerde protein ve diğer besin ögesi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla balık, tavuk, yumurta, fındık ve soya gibi besinlerin tüketimine önem gösterilmesi gerekmektedir.

Tuz

Günlük önerilen tuz miktarı 5 gramdır. Ancak ülkemizde tuz tüketimi önerilen miktarından çok daha fazladır (15 gram). Aşırı tuz alımı hipertansiyon başta olmak üzere mide kanseri vb. birçok hastalığa neden olmaktadır. Yiyeceklerin saklanmasında tuzlama yerine soğutma yöntemlerinin tercih edildiği ülkelerde mide kanseri görülme sıklığının daha düşük olduğu görülmektedir.

Kanser oluşumu ve hipertansiyonu önlemek için tuz yerine yemeklerin limon, aromalı otlar ve baharatlarla tatlandırılması tuz tüketimini azaltılmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca tuzlu atıştırmalıklar, paketli yiyeceklerin de yüksek miktarda tuz içerdiği unutulmamalıdır.

Sağlıklı Yağlar

Aşırı yağ tüketimi hem kilo artışına hem de beraberinde kolesterol, kanser gibi hastalıklara neden olmaktadır. Ancak sağlıklı yağlar olarak adlandırılan ceviz, avokado, zeytinyağı, hindistan cevizi yağı, çörek otu yağı gibi yağların tüketimi kanser oluşumunu önlemekte ve kanser tedavisini destekleyici etkiler göstermektedir.

Sağlıklı yağlar olarak adlandırdığımız bu yağlar yalnızca bedenin ihtiyacı olan yağ ihtiyacını karşılamakla kalmayıp aynı zamanda hem antioksidan etkileri hem de antiinflamatuvar etkileri sayesinde vücut savunma mekanizmasına destek olmaktadır.

Meyve ve Sebze Tüketimi

Sağlıklı bir bireyin günde en az 4 ile 5 porsiyon arası meyve ve sebze tüketmesi gerekmektedir. Meyve ve sebzeler içerisinde yüksek miktarda antioksidan bulundurmaktadır. Antioksidan maddeler vücutta oluşan zararlı radikallerin ve atıkların atılmasını saplayan madddelerdir. Yeterli miktarda meyve tüketmek mide ve akciğer kanseri riskini azaltmaktadır.

Portakal, çilek, bezelye, biber, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve C vitamini yüksek olan diğer yiyeceklerin tüketilmesi kanser oluşumunu engellemeye yardımcı olmaktadır. Ayrıca meyve ve sebzelerin mümkün olduğunca az işlem görmüş şekilde tercih edilmesi ve tüketilmesi önerilmektedir.

Pişirme Yöntemleri

Yemeklerin pişirilmesi sırasında uygulanan yöntemler sonucunda kanserojen maddeler ortaya çıkabilmektedir. Yağda uzun süren kızartma işlemleri, ateşle direk temas gibi işlemler besinlerin yararlı içeriklerinin azalmasına ayrıca kanserojen madde oluşmasına neden olabilmektedir.

Bu nedenle yemekleri pişirirken besinlerden maksimum  faydayı elde etmemizi sağlayacak haşlama, fırında pişirme, buharda pişirme gibi yöntemleri daha sık tercih etmek sağlığımız açısından daha yararlı olacaktır.

Birsen Gültekin

Merhaba ben Birsen Gültekin.Bezmialem Vakıf Üniversitesi 4.sınıf beslenme ve diyetetik öğrencisiyim.Sağlık ve beslenme ile ilgili her konuya çok ilgiliyim.Bu konudaki araştırma ve bilgilerimi anlatmak ve paylaşmaktan hoşlanırım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir