BilimGenelMakaleler

Mikrofabrikalar: Biyoprinterlar

Google News Abone Ol

Endüstri 4.0‘a geçiş yaparken bir anda bütün dünyada popiler olan 3D Printerların kullanım alanları git gide değişmeye başlıyor. Başlarda plastik malzemeler basabilen 3D Printerlar daha sonra metalden tutun da ev yapmaya kadar ilerledi.

Biyoprinter Teknolojisi

Artık cüzi bir paraya hem satın alabileceğiniz hem de evde kendiniz yapabileceğiniz 3D Printerlar biyoteknolojiye de el attı. Şimdilik başarılı bir şekilde kıkırdak ve kemik doku, kafa tası protezi üretilebiliyor. Bunun yanında geçtiğimiz yıllarda Sabancı Üniversitesinde Aort damar dokusu üretildi. Bu projede yazıcıda fibroblast hücreleri biyo-mürekkep olarak kullandılar.

Bunun dışında yemek borusu, karaciğer ve böbrek gibi denemeler de yapıldı. Bu organ ve dokuların amaçları organ nakli bekleyen insanlar olduğu gibi piyasaya çıkacak olan ilaçların dokular üzerindeki etkilerini deneyebilmek için de kullanılıyor. Bu konuyla alakalı da karaciğer üzerinden yapılan bir araştırma mevcut.

Burada da polidimetilsiloksan (PDMS) ve poli (metil metakrilat) (PMMA) malzemeleri kullanılmış. Bunun dışında bir çok biyolojik araştırmada kullanılan biyoprinterlar akciğer dokularını taklit ederek üzerinde astım hastalığını daha iyi anlamaya çalışıldığı deneyler yapılıyor.

Bu uygulamalarda dikkate alınması gereken en önemli konulardan biriside malzeme uyumu. Biyo uyumlu malzemeler kullanılması gerektiği gibi ekilecek hücrelerinde bunlara uygun seçilmesi gerekiyor. Mesela yukarıda verdiğimiz aort damarı örneğinde Fibroblast hücresinin kullnılmasının sebepleri vardır. Fibroblast hücreleri bağ dokunun ana hücreleridir ve doku için gerekli olan ekstaselüler matriks yapıyı ve kolojen proteinin oluşunu sağlar.

Biyoprinterlara sadece organ ve doku yapımı olarak bakmamak lazım. Hücre, gen oluşumu; bakteriler ve virüslerin farklı alanlarda kullanımı ve belkide biyolojik makineler yani hücrelerle çalışan makineler bizi bekliyor olabilir. Belki de biyoenerji üreten ve evlerimizde kullanma imkanları veren biyolojik jenaratörlerimiz olur. Ya da yapay zeka oluşumunda kullanırız. O hep bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz insana benzeyen yapay zekaların derilerini, yüzlerini bu printerlarla basabiliriz ve onlara dokunma duyusu ekleyebiliriz. Kim bilir belki de insanlara yeni organlar basarız.

Görünen o ki gelecek çok yakında… 

Büşra Arslan

1995 doğumluyum. Beykent Universitesinde makine mühendisliği mezunuyum. En büyük hayalim çok farklı disiplinleri harmanlayabilen bir akademisyen olmak. Fizik, nöroloji, genetik ve psikoloji ile yakından ilgileniyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı