Çocuklar doğduğu andan itibaren bir çok problemle karşı karşıya kalabilmektedir. Bu problemlerin birden fazla kaynağı ve etkeni bulunmaktadır. Çocuğa güven vermek anne ve babaların temel görevidir. Sevginin koşulsuz olduğunu ve onu her konuda destekleyeceğini bilmesi, çocuğun karşılaştığı sorunlarla başa çıkmasına yardımcı olmaktadır. Güvensiz çocukluk dönemi geçiren çocuklar ilerleyen yaşlarda ruh sağlığı açısından olumsuz etkilenecektir. Davranış problemleri, aile kaynaklı olabileceği gibi çevreden de etkilenmektedir. Ailelerin bilmesi gereken en önemli nokta ise, çocukların yaşadığı davranış/uyum problemleri bir sonuç değil süreçtir. Davranış problemleri gerekli yönerge ve tedavilerle olumlu düzeye getirilebilmektedir.
Bazı Davranış Problemleri
1.Güvensizlik: Pek çok uyum ve davranış bozukluğunun altında yatan bir sebeptir. Güvensizlik sorunu yaşayan çocuklar kendilerini eksikleri ile tanımlarlar. Kendi içlerinde ve toplum arasında yetersizlik hissi yaşar, dışarı yansıtırlar. Bakıcıların sık sık değişmesi genellikle davranış bozukluğuna yol açabilmektedir. Anne-babanın farklı fikirlere sahip olması ve bunu çocuğun yanında tartışmaları güvensizliğe neden olabilmektedir. Aynı zamanda anne-babanın aşırı baskıcı tutumları da uyum problemlerine zemin oluşturmaktadır. Kendine güvenen çocuklar yetiştirebilmek için ebeveynlerin, her açıdan destekleyici olması gerekmektedir.
2.Akademik Başarısızlık: Tembellik altta yatan pek çok soruna işaret etmektedir. Altta yatan sorunlar, sağlık sorunları olabilmektedir. Bu sağlık sorunları zihinsel yetersizlik, yavaş öğrenme, öğrenme güçlükleri, işitsel-görsel duyularda zorluklar olabilmektedir. Bu sorunlar dışında ebeveyn tutumu da çok önemli bir yere sahiptir. Aileler, çocuğun eğitim hayatı boyunca onun öğrenme hızına uygun bir beklenti içinde olmalıdır. Çocuk, ebeveynleri tarafından suçlanmamalıdır. Aileler çocuğun ilgi alanlarına göre yönlendirme yapmalıdır. Okulun ve başarının değeri ne abartılmalı ne de küçümsenmelidir.
3.Kıskançlık: Çocukların çoğu bir kardeş dünyaya geldiğinde kıskançlık duygusu yaşamaktadır. Bu duygu daha sonra rekabet, kavga ve küskünlüğe dönüşebilmektedir. Böyle bir durumda ebeveynlerin dengeli bir tutum sergilemesi gerekmektedir. Ailelerin çocuğa, onu en az eskisi kadar sevdiğini sözlerle ve davranışlarla belli etmesi gerekmektedir. Ve daha büyük bir aile olarak çocuğun daha çok eğleneceğini ve daha iyi vakit geçireceğini anlatmaları gerekmektedir.
Çocuğun hangi amaçla hangi davranışı sergilediğinin farkında olmak oldukça önemlidir. Bunun için çocuğun yaş grubu özelliklerini ve gelişim alanlarını iyi bilmek gerekmektedir.