Slow Food
1986 yılında İtalya’nın Roma kentinde bir McDonalds restoranının açılışı bir grup insan tarafından protesto edilmektedir. Protesto eden grubun başında İtalyan yazar Carlo Petrini gelmektedir. Bu eylemin yaşanmasından üç sene sonra (9 Kasım 1989) ise Slow Food Manifesto(Yavaş Yemek Manifestosu) imzalanarak Slow Food resmi anlamda kurulmuştur. Eylemin amacı fast food türü gıdaların yaygınlaşmasına tepki göstermek, neredeyse yok olan geleneksel gıda ürünlerini koruyarak, yeme keyfinin farkına varmak (yemek paylaşmanın sosyal yönleri de dahil olmak üzere),”tatma hakkı”nı korumaktır. Zamanla yerel organizasyon, yaklaşık 130 ülkede 100.000 üyeyle uluslararası bir organizasyon haline geldi.
Petrini hızlı yaşamanın 20. yy insanlarına ve onların yaşamlarına zarar verdiğine inanıyordu. Dünyanın her yerindeki insanlar sadece kendilerine değil çevre ve toplumda zarar veren beslenme şekillerinin kullanıldığını söyledi. Tüketicilere ulaşmayı ve onlara fast food ve büyük süpermarketler konusunda seçme hakkına sahip olduklarını göstermek istedi. Tadın ön planda tutulmasıyla küçük yetiştiricileri ve zanaatkar üreticileri desteklemeye ve korumaya, fiziksel çevreyi desteklemeye ve korumaya, biyoçeşitliliğe teşvik etmeye çalışmıştır. Aynı zamanda Slow Food temiz, iyi ve adil gıdayı da kapsamaktadır.
Cittaslow Olmak Ayrıcalıktır
Slow Food hareketinin bir uzantısı olarak meydana gelen Cittaslow, dünyanın her yerinde aynı kentlerin, kültürlerin ve yaşam şekillerinin varlığına karşı gelen, yerel özellikleriyle tanınmak isteyen kentlerin kurduğu uluslararası bir birliktir. İtalyanca “Citta” (şehir) ve İnglizce “Slow” (Yavaş) kelimelerinden bir araya gelmesiyle oluşan Cittaslow kelimesi, “Sakin Şehir” anlamında kullanılmaktadır.
Yavaş şehir hareketi insanların tek tip yaşamalarına karşı tepki olarak doğmuştur. Yaşam kalitesini arttırmak hareketin temelini oluşturmaktadır. Hareket insan hayatındaki koşuşturmanın önüne geçmek istemektedir ve hayatımızdaki her şeye yeterli vakit ayırmamız gerektiğini vurgulamaktadır. Bu hareket salyangozu kendine bir simge olarak belirlemiştir ve içerdiği mesaj şöyledir; salyangoz gibi yavaş, temkinli ve iz bırakır şekilde yolunda ilerlemektedir.
Nasıl Cittaslow Olunur ve Cittaslow Olmanın Kriterleri Nelerdir?
Yavaş şehir hareketinde göze çarpan en belirgin özellik yerel kimliğin tekrardan canlandırılmasıdır. Bundan dolayı sakin şehir kavramı hangi ülkede uygulanacak olursa olsun bazı temel kurallara uymak zorundadır.
Cittaslow’un kriter listesi yedi bölümde;
- Çevre politikaları,
- Altyapı politikaları
- Kentsel kalite için teknolojiler ve tesisler,
- Yerel üretimi korumak,
- Misafirperverlik,
- Farkındalık
- Slow Food faaliyetlerine ve projelerine destek olmak üzere, toplam 59 kriterden meydana gelmektedir .
Yavaş bir şehir olarak belgelendirilmek için, kasaba genellikle bir komiteye bir başvuru derlemek zorundadır. Diğer Yavaş Şehirlerden temsilciler komitesi (şimdiye kadar böyle bir komite İtalyan temsilcileri ile sınırlıydı) da istekli kasabayı ziyaret ederek başvuranın Yavaş Şehir felsefesine nasıl uyduğuna dair ilk elden bir izlenim edinir. Böyle bir süreç elbette, Yavaş Şehir kriterlerine uyan iyi geliştirilmiş programlar ve politikalar repertuarına sahip olan başvuranları desteklemektedir. Bu nedenle, Yavaş Bir Şehir haline gelmek için, kasabaların zaten iyi tanımlanmış bir alternatif gündemi olmalıdır.
Ağ, 50 bin kişiden daha az nüfusa sahip olan kasabaları seçer. Sakin Şehirler Birliği’ne başvuran belediyenin, şehrin bir takım kriterleri açısından kendisini değerlendirmesi ve bunun sonucunda puanlaması ile üyelik süreci baslar. Birliğe üyeliğin kabulü için puanların en az % 50’sini almak ve üyelik basvurusunun kabul edilmeden önce Sakin Şehir Birliği’nin ülke temsilciliği (Türkiye için Seferihisar Belediyesi) tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Türkiye’de Cittaslow Hareketi
Türkiye’de 28 Kasım 2009 da İzmir Seferihisar kentinin Cittaslow ağına üye olmasıyla yavaş şehir hareketi başlamıştır ve 2016 yılında üte sayısı 11’e yükselmiştir. Bu şehirler arasında Seferihisar (İzmir), Akyaka (Muğla), Gökçeada (Çanakkale), Taraklı (Sakarya), Yenipazar (Aydın), Yalvaç (Isparta), Perşembe (Ordu), Vize (Kırklareli), Halfeti (Şanlıurfa), Şavşat (Artvin) ve Uzundere (Erzurum) bulunmaktadır. 2017 yılında ise Cittaslow (Sakin Şehir) felsefesine Bolu Göynük, Sinop Gerze ve Isparta Eğirdir ilçeleri de eklendi. Seferihisar, Türkiye’den Yavaş Kentler Birliği’ne ilk giren kent olmasından dolayı Yavaş Kentler Birliği’nin Türkiye’deki karar merkezi (tali başkentlerinden biri) haline gelişmiştir. 24 Haziran 2011 tarihinde Polonya’da düzenlenen Cittaslow Uluslararası Kongresi’nde Cittaslow olarak ilan edilen bu kentlerle birlikte Türkiye’deki Cittaslow sayısı beşe çıkmıştır ve Türkiye’de Cittaslow Ulusal Ağı kurulmuştur.
Böylesine hızlı bir hayatın içinden geçerken durup dinlenmenin, doğala dönmenin, yemekten zevk alarak yiyecekleri tüketmenin verdiği mutluluğu tatmak istemez misiniz?