BilimGenelMakalelerSağlık

LSD (C20H25N3O) Nedir?

Google News Abone Ol

Uyuşturucu olarak kullanılan maddelerin kimyasal yapıları birbirinden farklıdır. Kullanıldıklarında merkezi sinir sisteminin farklı bölümlerini etkileyerek fiziksel ve psikolojik tahribata yol açarlar.

Klişeleşmiş “bir defadan bir şey olmaz” sözü ve insanların kendine olan “ben bağımlı olmam” özgüveni maalesef ki bir şey ifade etmemektedir. Çünkü bağımlılık riski her kullanan için eşittir.

Bağışıklık sistemi hücrelerimizden olan T-lenfositleri ve B-lenfositlerinin hafızaları vardır. Bu, vücuda giren yabancı maddeleri tanıması ve bir daha unutmaması anlamına gelir. Hücresel öğrenme denilen bu olay herkes için geçerlidir.

LSD olarak adlandırılan, halk arasında asit olarak bilinen Lizerjik Asit Dietilamid de bu uyuşturucu olarak alınan kimyasal maddelerden biridir.

Ne Zaman ve Kim Buldu?

LSD ilk olarak 1938 yılında İsviçreli bilim insanı Albert Hofmann’nın (1906-2008) İsviçre’nin Basel kentinde bulunan Sandoz İlaç Firması’nda şizofreni ve kan akışını hızlandırıcı ilaç üzerine çalışmalar yaparken tesadüfen bulduğu bir kimyasaldır. Hofmann’ın Çavdar Mahmuzu’ndan elde ettiği ve asit formuna getirdiği bu kimyasal maddenin 1943 yılına kadar sıradışı olan psikolojik etkileri bilinmiyordu. Albert Hofmann 1943 yılında 25 mikrogramını ağız yoluyla almış ve bizzat ilk LSD trip’ini kendisi yaşamıştır.

Albert Hofmann

LSD Etkileri

Fiziksel olarak etkileri; kan basıncının yükselmesi, kalp atışının artması, vücut ısısının artması, titreme ve terleme, göz bebeklerinin büyümesi, uykusuzluk, iştahta azalma ve ağız kuruluğu olarak gözlemlenebilmektedir. Fiziksel etkiler genel olarak LSD alımından 60dk sonra başlar. Asıl etkisi olan halüsinojenler ise kullanılan doz, kişinin psikolojik durumu ve ruh halinin yanında kullandığı alan ile değişmektedir. Kişinin algısında bozukluklara sebep olur ve eşyaların şekil ve renk değiştirdiğini, canlandığını ve hareket ettiğini söyleyebilirler. LSD etkileri yaklaşık 8 saat kadar sürmektedir, fakat LSD alan kişiler bunun birkaç ay sürdüğünü söylemektedir.

LSD Etkisi

Halüsinojenler uyuşturucu madde kullanıldıktan ve etkisi geçtikten sonra bazı etkiler ile tekrar ortaya çıkabilir ve bu durum flashback olarak adlandırılır. Flashback LDS kullanan kişilerde kısa bir süre sonra, birkaç gün gibi, ya da uzun süre sonra, bir yıldan veya daha fazla, gözlemlenebilir.

Ayrıca LSD kullanımı ölüm ile de sonuçlanabilir. Ölüm sebebi tansiyon yükselmesi ve vücut ısısının artışı olabilir. Yargılama bozukluğu sonucu ile (örneğin; uçmak istemesi ve kendini yüksek bir yerden atması gibi) ölüme sebebiyet verebilir.

Yasaklandı

Bu tehlikeli kimyasal LSD, 1950’li ve 1960’lı yıllar arasında psikolojik ve psikiyatrik çalışmalar da büyük adımların atılmasına sebep olmuştur. 1960’lı yıllarda ise keyif verici özelliği sebebi ile gençleri kötü etkilediğinden dolayı yasaklanmıştır.

Yapılan son araştırmalara göre Avrupa da 15-24 arası yaş grubunun %4.2 si, ABD de ise 12-25 arası yaş grubunun yaklaşık 3.1 milyonu LDS‘yi en az bir kez denemiştir.

Yine yapılan araştırmalara göre LDS‘nin en çok kullanıldığı ülkeler ise Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, İtalya, Letonya, Macaristan ve Polonya olarak saptanmıştır.

Albert Hofmann’ın My Problem Child adlı kitabından LSD’yi anlatan bir alıntı:

19 Nisan 1943 Pazartesi günü saat 16.00’da Lysergic Acid Diethylamide Tartarat’ın %0,5 santimetre küp 0,25 miligram LSD içeren tatsız, yavan sıvıyı içtim.

Saat 17.00’da baş dönmesi, endişe, kaygı ve tedirginlik başladı. Görmem bozuldu, düşüncelerim dağıldı, içimden gülme isteği geliyor, anlamlı konuşmak için büyük çaba sarf ediyorum, görme alanım sanki karşımda, eşyaların biçimi değişiyor, çevremi lunaparklarda olduğu gibi olağanüstü görüyorum.

Bir süre sonra bunların hepsi geçti. Bütün bunları hatırlıyorum, baş dönmesi, görme bozuklukları, çevredeki eşyaların acayip gülünç ve kaba şekilleri… Renkli yüzler belirdi. Belirli bir tedirginlik vardı. Aralıklı olarak başımın, ayaklarımın ve bütün gövdemin ağırlığını duyuyorum, sanki madenle doldurulmuş gibi.

Ayaklarda kramplar oluyor… Ellerde soğukluk ve sanki eriyip gidiyormuş gibi bir duygu var. Ağzımda maden tadında bir kuruluk, boğazda sıkışma, korku ve endişe, bilinçte bulanıklık…

Bu arada içinde bulunduğun koşullarla gerçek arasında ayrım güçlüğünden doğan bir karışıklık.

LSD ’yi aldıktan altı saat sonra eski durumuma döndüm. Ancak ufak tefek görme bozuklukları kaldı. Her şey sallanıyor, eşyaların boyutları değişiyor. Sanki onların dalgalanan sudaki yansımasını izliyorum. Üstelik bütün eşyalar hoş olmayan görünümler kazanıyor. Renkler durmadan değişiyor. Yeşil ve mavi renkler üstünlük kazanıyor. Gözlerimi kapayınca fantastik, gerçekdışı biçimler görüyorum. Dikkati çeken bir nokta bütün seslerin gözüme yansıması ve türlü biçimlere dönüşmesi… Her ses, renk bir sanrıya (gerçekte olmayan olguları var gibi algılamak) dönüşüyor. Bunlar renk ve gölge olarak sürekli değişiyor.

LSD ’yi aldıktan sekiz, on saat sonra şiddetli bir uyku bastırdı. Ertesi gün biraz yorgun kalktım.

BU YAZI BİLİNÇLENDİRMEK AMACI İLE YAZILMIŞ OLUP, HİÇBİR ŞEKİLDE TEŞVİK YA DA ÖZENDİRME AMACI İÇERMEMEKTEDİR.

BİLİM VE TEKNO EKİBİ OLARAK İÇERİKTE BAHSİ GEÇEN VE UYUŞTURUCU OLARAK KULLANILAN MADDELERİN SAĞLIĞA HER AÇIDAN SON DERECE ZARARLI OLDUĞUNU, KULLANIMININ KESİNLİKLE ÇOK TEHLİKELİ VE SUÇ OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA HATIRLATMAK İSTERİZ.

Gizem Tutkun

Merhaba, ben Gizem. İstanbul'da yaşıyorum, Üsküdar Üniversitesi Biyomühendislik bölümünde tam burslu olarak okuyorum. Öğrenmek için öğretmenin iyi bir adım olduğunu düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir