“Dahilerin hastalığı” olarak bilinen, ilk kez 1896 yılında doktor Pringle Morgan‘ın İngiliz Tıp Dergisi‘nde yayınladığı makalede “Doğuştan Kelime Körlüğü” olarak tanımlanan disleksi nedir, belirtileri nelerdir, disleksili dahiler kimlerdir?
Tarihte ilk disleksi tanısı 1896 yılında doktor Pringle Morgan’ın yayınladığı makalede yer aldı. Bu makaleye göre Percy adında bir erkek çocuk okulda okuma dışındaki tüm alanlarda arkadaşlarıyla aynı seviyede hatta kimi zaman onlardan daha ilerideydi. Tüm bunlara rağmen okuma alanında arkadaşlarından geride kalıyor, harfleri birbirine karıştırıyordu. O zamanda yaşayan bilim insanları ilk olarak bu durumun bir göz problemi olabileceğini düşündüler ancak yapılan incelemeler sonucunda bu durumun aslında göz ile ilgili olmadığı dil sistemiyle ilgili bir bozukluk olduğu ortaya çıktı.
Disleksi genellikle çocukların okumaya başladığı dönemde farkedilen, bir hastalık değil okuma, heceleme ve yazma becerilerini edinmede nörolojik kökenli bir farklılıktır. Disleksi genellikle normal veya üstün zeka seviyesindeki kişilerde meydana gelen, kişinin okuma, yazma ve dil becerilerinde problemler yaşamasına sebep olan bir öğrenme bozukluğudur. Dikkat ve hafızayı da etkilemektedir.
Belirtileri Nelerdir?
- Okurken veya yazarken zorlanma ve harf atlama
- Benzer, sesteş harfleri karıştırma
- Organize olamama
- Sesleri, kelimeleri, harfleri hatırlamada güçlük çekme
- Kelimeleri telaffuz etmede ve öğrenmede güçlük çekme
- Matematik konusunda güçlük çekme örneğin çarpım tablosunu öğrenememe
- Zaman ve yön kavramlarını karıştırma
- İmla ve noktalama konusunda hata yapma
- Şekiller, semboller ve işaretlerin tersten algılama ve yazma
- Dikkat dağınıklığı veya erken unutma
Disleksili Dahiler
Albert Einstein
Yüzyılın dahilerinden biri olarak kabul edilen Einstein ciddi anlamda konuşma bozuklukları çekmiş okul döneminde sözel becerilerde birçok zorlukla karşılaşmıştır. Yaşadığı zorlukları şu şekilde dile getirmiştir:
“Öğretmenlerim aklımın yavaş çalıştığını, asosyal olduğumu ve ölene kadar aptal rüyalarımın peşinde sersemce savrulacağımı söylüyordu.”
Thomas Edison
Konuşmakta güçlük çekmiş derslerine konsantre olamadığı için okulda başarısız olmuştur. Edison bu durumu şu şekilde dile getirmiştir:
“Öğretmenim sersemin teki olduğumu söylüyor, babam da aptal olduğumu düşünüyordu. Bense artık budalanın teki olduğuma karar vermiştim.”
Leonardo Da Vinci
Dünyanın gelmiş geçmiş en yetenekli sanatçılarından biri olarak kabul edilen Da Vinci notlarını tersten, ayna hayali ve sağdan sola doğru yazardı. Yazısı çok karmaşık görünürdü.
“Okuma güçlüğü çeken bir bilim insanını, bilimsel becerileri olmayan bir okur-yazara tercih etmelisiniz.” Leonardo Da Vinci
Agatha Christie
Sözel konularda büyük yeteneklere sahip olan dünyaca ünlü polisiye romanın kraliçesi olarak bilinen yazar Christie yaşadıklarını şu şekilde özetlemiştir:
“Ailedeki en yavaş kişi olduğumu düşünürdüm. Korkarım oldukça haklıydım ve bu gerçeği kabul etmem gerekiyordu. Yazmak ve hecelemek benim için kabustu. Yazdığım harfler asıllarından çok farklı oluyordu. Okuma ve telaffuzum da felaket derecede kötüydü.”
Pablo Picasso
İnanılmaz yeteneklere sahip olan Picasso harfleri ve sayıları tanımakta güçlük çekerdi. Ergenlik yıllarına kadar okumayı öğrenemiştir.
Stephen Hawking
En zeki insanlardan biri olarak kabul edilen Hawking, disleksi sebebiyle problem yaşayan dehalardan biridir.
Wolfgang Amadeus Mozart
En üretken ve en önemli bestekarlardan biri olan Mozart tıpkı diğer dehalar gibi disleksi sebebiyle birçok zorluk yaşamıştır.
Tüm bu dahiler disleksi sebebiyle birçok zorluk yaşamalarına, kimi zaman arkadaşlarından geri kalmalarına rağmen asla pes etmeyip bugün tarihe adlarını yazdırmayı başarmışlardır.