GenelMakalelerSağlık

Çocuklarda Ölüm Kavramı ve Yas

Google News Abone Ol

Ölüm kavramını içinden daha da çıkılmaz hale getiren temel sorun; “ölüm haberinin çocuğa verilip verilmemesi” ya da çocuğa ‘ne söylenmesi gerektiği’ ile alakalıdır. Öncelikle çocuklar, yaşları ne olursa olsun, etraflarında olan biten her şeyden haberdardırlar. Bu nedenle onlara karşı dürüst olmanız oldukça önemlidir.

Çocukların bu denli soyut olan ölüm kavramını anlamaları ise pek kolay olmaz. Çocuğunuzun ölümü anlaması ya da bundan sonra olanları kabullenmesi yaşına, gelişimsel ve bilişsel düzeyine, kişilik özelliklerine ve çevresinin bu süreci nasıl yaşadığına bağlı olarak değişebilir. Genel olarak çocuk ve ölüm okul öncesi dönem, okul dönemi ve ergenlik olmak üzere üç ayrı başlıkta değerlendirilebilir.

Okul Öncesi Dönemindeki Çocuk ve Ölüm

Okul öncesi dönemde çocuğunuzun soyut düşünebilme yeteneği gelişmediği için onun için ölüm anlaşılabilir bir kavram değildir. Bu dönemde çocuğunuzun zaman kavramı tam olarak gelişmediği için zamanı döngüsel olarak algılar ve ölümün geri dönülemez bir şey olduğunu kavrayamaz. Çocuğunuz için hayat düzenli olarak tekrar eden rutinlerden oluşmaktadır. Sabah kalkar, okula gider, eve gelir, oyun oynar, uyur ve tekrar sabah olur. Onun için ölüm de benzer bir işleyişte olabilir.

Çocuğunuz tıpkı uykudan uyandığı gibi ölen kişinin de birkaç gün sonra tekrar yanlarına geleceğini düşünebilir. Ayrıca bu dönemde çocuklar benmerkezci düşündükleri için sevdiği kişinin ölümünden kendini suçlayabilir. Örneğin annesinin ölmesinin sebebini bir gece önce annesi ile uyku saati konusunda tartışmalarına bağlayabilir. Bu nedenle çocuk ölen kişinin onun yüzünden öldüğünü düşünüp kendini suçlayabilir ve uykuya dalmakta güçlük, kabus, altını ıslatma, ağlama krizleri ve kaygı gibi birçok davranış problemleri ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda çocuğa ölen kişinin onun yüzünden ölmediği anlatılmalı ve çocuğa destek olunmalı.

Okul Dönemindeki Çocuk ve Ölüm

Bu dönemde de çocuklar hala somut düşünmeye devam ederler fakat ölümün geri dönülemez bir kavram olduğunu daha kolay kavrayabilirler. Ölümün engellenemez ve evrensel bir olgu olduğunu ve herkesin bir zaman sonra ölebileceğini anlayabilirler. Bu dönemde çocuklar hak ve haksızlık kavramlarıyla daha fazla ilgilenirler. Sevdikleri bir kişi öldüğü zaman bunun haksızlık olduğunu, onun yerine daha kötü birinin ölmesi gerektiğini düşünebilirler ama bu duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlanabilirler. Karşılaştıkları ölüm sonrasında karın ağrısı, mide bulantısı, baş ağrısı gibi bedensel yakınmalarla duygularını dışa vurdukları sıklıkla görülebilir.

Ergenlik Dönemindeki Çocuk ve Ölüm

Ergenlik dönemiyle beraber çocukta soyut düşünebilme becerisi de geliştiği için daha önceki dönemlere oranla ergen, ölümü bütün yönleriyle ele alabilir, aynı durumun kendi başına da gelebileceğinin, bu durumun hayatın bir parçası olduğunun farkında olur. Ölümü kabullenmek bu dönemde ki çocuklarda daha kolay olmaktadır. Her çocuğun gelişimi birbirinden farklı seyrettiği için bazı çocuklar bu dönemi çok kolay bir şekilde kabullenip atlatabilirken bazı çocuklar çok şiddetli tepkiler verebilir. Yaşadığı bu karmaşık duyguyla baş edebilmek için öfkeyle hareket edebilir, içe kapanıklık, depresif özellikler gösterebilir, yeme ve uyku bozuklukları yaşayabilir.

Çocuk ve Yas

Çocukların verdiği yas tepkileri, yetişkinlere benzer davranışlar gösterseler de yaşlarına, kişilik özelliklerine, ailelerinin bu süreci nasıl yaşadıklarına, gelişimsel ve bilişsel durumlarına göre değişebilir. Çocuklar yaşadıkları bu üzüntülü kaybı sözel ifade etmek yerine davranışsal tepkilerle gösterebilirler. Duygusal iniş-çıkışları olabilir ve bir an hiçbir şey olmamış gibi davranırken kısa bir süre sonra ani patlamalar yaşayabilirler.  Çocuklar ölüm haberini aldıkları zaman  “Bu doğru olamaz, sana inanmıyorum” gibi ifadelerle ölümü inkâr edebilirler. Bazı çocuklar ise yaşadıkları şok halinin bir sonucu olarak tepkisiz gibi durabilirler.

Sürekli anılarını canlı tutmaya çalışıp dikkat dağınıklığı yaşayabilirler. Yoğun bir özlem duysalar bile bunu dile getirmekte zorlanabilirler mesela ağlamalarının sebebini “Canım sıkılıyor ondan” şeklinde açıklayabilirler ve bu şekilde üzülmemiş gibi gözükmeye çalışabilirler. Çocuk çek sevdiği veya birinci dereceden yakın birini kaybettiğinde terk edildiğini düşünebilir ve bu düşüncesini etrafındaki kişilere de yayıp sevdiği herkesin onu terk edeceğini düşünebilir ve ayrılık kaygısı yaşayabilir.  Çocuk ölen kişinin kendisini terk ettiğini düşündüğü için ona karşı yoğun bir öfke duyabilir yada ölümü engelleyemediği için öfkesini kendisine yöneltebilir. Çocuklarda değişen yas tepkilerinin nedeni, çocuğun ölümü nasıl algıladığıyla alakalıdır.

Çocuklarda Sıklıkla Görülen Yas Tepkileri

  • Kaygı
  • Uykuya Dalmakta Güçlük
  • Üzüntü Ve Özlem
  • Öfke Ve Dışa Vurma
  • Suçluluk, Kendini Kınama ve Utanç
  • Okul sorunları
  • Fiziki yakınmalar

Neler Yapılabilir? 

Ölüm haberi çocuğa mutlaka verilmelidir fakat bu haberi verirken dikkat edilebilecek bazı hususlar vardır. Bunlar:

  • Ölüm haberi çocuğun yaşı ve gelişimsel düzeyi dikkate alınarak sevdiği ve güvendiği bir kişi tarafından, çocuğun kendini güven içinde hissettiği ve sakin bir ortamda verilmeli.
  • Yaşı ne olursa olsun her çocuğa “öldü” kelimesini kullanmak gerekir. Küçük yaştaki çocuklar için kullanılan “gitti”, “uyuyor”, “Allah onu yanına aldı”, “cennete gitti” gibi soyut söylemler çocuğun aklını daha da karıştırır. Hatta gitmeyle yada uyumayla kayıp duygusunu birleştirip, giden yada uyuyan kişinin öleceğini düşünüp kaygılanabilir. Bu nedenle çocuğa olayı anlatırken gerçekliğiyle ve somut şekilde açıklayan bir ifade kullanılmalıdır.
  • Ölen kişi hakkında çocukla sık sık konuşun. Onunla geçirilen güzel günlerden bahsedip, fotoğraflara bakıp “Onu geri getirmek mümkün değil. Ama onu hatırlayabiliriz” mesajını verin. Bu şekilde çocuk ölen kişinin unutulmadığını görüp biraz daha rahatlayacaktır.
  • Ölümden hemen sonra çocukların büyük anne-babalara ya da yakın arkadaşlara gönderilmesi, zaten ayrılığa karşı hassaslaşmış olan çocuğu daha da tedirgin eder. Çocuğu evden uzaklaştırmak yerine anne-babalarıyla kalmaları daha iyidir, aksi takdirde sağ kalan ebeveynin de yok olacağına ilişkin korku duyabilir. Eğer ebeveyn yası çok derinden yaşıyorsa ve çocuğuyla ilgilenemiyorsa, çocuğa bakmak için akraba yada arkadaşların eve gelerek yardımcı olması  daha uygundur.
  • Cenaze töreni öncesinde çocuğu bilgilendirmek önemlidir. “Evimize baban öldüğü için bize destek olmak isteyen insanlar gelecek. Burası oldukça kalabalık olacak. Bazı insanların çokça ağladığını görebilirsin” gibi göreceği sahnelere çocuğu hazırlayarak çocuğun şok yaşamasının önüne geçilebilir.
  • Çocuk ilkokul çağına gelmişse, yası yaşayabilmesi için sevdiklerinin mezarını ziyaret etmesine (önceden açıklama yapılarak) olanak tanınabilir. Çocukları buralara götürmek, duygu ve düşünceleri hakkında konuşmak için olanak sağlar.
  • Çocukla süreci konuşmak, kaybettiği kişiyle vedalaşmasını sağlamak, çocuğun yas süreci için oldukça önemlidir. Bu durumda “Seni anlıyorum” demek yerine “Çok üzgünüm” demeniz daha anlamlıdır. Ayrıca “Onunla son konuşman olduğunu bilseydin ne söylemek isterdin, bunları bir kağıda yazmak ister misin” diyerek yazdığı metni, mektubu mezara bırakmak, çocuğun yasını somutlaştıracak ve çocuğun durumu daha çabuk kabullenmesi, olaya uyum sağlamasını kolaylaştıracaktır.
  • Çocuklar duygularını hareketleriyle dışa vurmaya daha meyilli olurlar. Bu dönemde hareketli olan, koşturan çocuğa cenaze evinde, mezarda koşulmaz, oyun oynanmaz demek yerine daha anlayışlı olmak gerekir.
  • Yetişkinler ağladıklarını göstermekten kaçınırlar. Duyguları çocuklardan saklamak, onlara da kendi duygularını saklamayı öğretir bu  çocuklarda içe kapanıklığa sebep olabilir.

Bazı çocuklar ağır yas tepkileri verirken bazıları da hafif yas tepkileri gösterebilirler. Bazı çocuklar kayıp haberini alır almaz yas tepkileri verirken bazıları da yasını erteler, sonraları tutmaya başlar. Her çocuk birbirinden farklı olduğu için farklı zamanlarda, farklı yas tepkileri görülebilir.

Yas Tepkilerini Etkileyen Faktörler:

  1. Kaybedilen kişinin kim olduğu
  2. Kaybedilen kişiyle olan ilişkinin niteliği
  3. Kişinin nasıl öldüğü (doğal, kaza, intihar ya da öldürülme)

Kaynak ve İleri Okumalar:

  • http://www.lacivertdergi.com/gundem/makaleler/2017/02/27/cocuk-olum-ve-yas
  • http://www.milliyet.com.tr/cocuklara-kayip-ve-yas-doneminde-pembenar-detay-cocuk-1733918/

Elif Pekpak

Merhaba,ben Elif. İstanbul'da yaşıyorum. İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Çocuk Gelişimi 4.sınıf öğrencisiyim. Bebek ve çocuk sağlığı, çocuk edebiyatı, otizm, özel gereksinimli ve hastanede yatan çocuklar hakkında araştırmalar yapmakta ve gerekli test ve eğitimleri almaktayım.

2 Yorum

  1. Bende yaklaşık olarak 1 yıl önce bu web sitesinde köşe yazarlığı yapıyordum okul nedeni ile yazarlığı bırakmak sorunda kaldım fakat sizi tebrik ediyorum ileride daha iyi yerlere gelirsiniz İnşallah.Başarılarınızın devamı ile sevgilerle,Sergen Kartal.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı