Kış mevsiminde kalp krizi nedeniyle hastaneye yatanların sayısı sıcak mevsimlere göre daha fazla, havaların bir ısınıp bir soğuyarak kışa hazırlandığı şu dönemde, sık değişen sıcaklık değerlerinden en fazla kalp hastalıkların etkilendiği belirtiyor. İsveç’te gerçekleştirilen bir araştırma, hava sıcaklığı dışında diğer meteorolojik faktörlerin de etkili olduğunu gösterdi.
Hava değişiklikleri, vücudumuzdaki ısı düzenleme bölgelerini daha vücudumuz yeni koşullara adapte olamadan yakalıyor ve bu durum, vücut direncimizin düşmesine neden oluyor. Sonbahar ve ilkbahar aylarında geceyle gündüz arasındaki ısı, nem ve basınç farklılıkları uyum sağlamaya çalışan vücudu özellikle de kalp problemi olanları ciddi ölçüde tehdit ediyor.
Düşük hava basıncı, şiddetli rüzgar ve güneşli saatlerin azalışı da enfarktüs riskiyle alakalı diyor araştırmacılar. En fazla etkili olan hava durumu donma noktası altındaki hava sıcaklıkları. Bu yüzden kalp enfarktüsü riski taşıyan kişilerin soğuk havalarda dışarı çıkmamaları ve sıkı giyinmeleri önerilmektedir.
Daha önce yapılan araştırmalar da ölümcül kalp krizlerinin kış aylarında arttığı ve riskin düşen sıcaklıklarla yükseldiğini gösterilmişti. Yeni araştırma da diğer bazı hava faktörleri de dikkate alınmış. Bunun için İsveç’in tüm bölgerlerindeki hava istasyonlarına ait veriler arasından, hava basıncı, rüzgar hızı, havadaki nem oranı, yağış miktarı ve güneşli zamanların süresi gibi bilgiler on altı yıl içinde kalp krizi geçirerek hastaneye yatan hastalar incelenmiş.
Bu sonuçlarda kalp enfarktüsü riski ve hava durumu arasında en etkili olan faktör hava sıcaklığı.
Kalp Krizi Üzerinde Etkili Olan Diğer Faktörler
- Hava basıncında düşüş
- Rüzgar hızının artışı
- Güneşli zamanların kısalması
Soğuk havanın olumsuz etkisi, kalp koroner damarlarının soğukta daralmasıyla ortaya çıkıyor. Bu şekilde arter damarların cidarlarındaki birikimler çözülerek damar tıkanıklığına yol açabiliyor.
Ayrıca soğuk havalarda grip ve solunum yollarındaki diğer enfeksiyonların da daha sık yaşanması nedeniyle kalp krizi riskinde artış yaşanabiliyor diyor araştırmacılar. Diğer olası faktörler arasında ise daha az bedensel hareket, beslenme de değişiklikler, D vitamini seviyesinde düşme ve kış aylarındaki depresif bozukluklar yer alıyor.
Güçlü hava değişimlerine karşı vücut direncini arıtmak için alınabilecek önemler şunlar:
- Check-up kontrolünden geçmek.
- Sağlıklı beslenmek. Kolesterol kontrolü için sebze-meyve ve doymamış yağlardan oluşan bir diyeti takip edip, tansiyon artıracak fazla tuzlu gıdalardan uzak durmak.
- Sigarayı tamamen bırakmak.
- Özellikle açık havada spor yaparak fiziksel aktiviteyi arttırmak.