BilimGenelMakaleler

Yenilenebilir Enerji Kaynağı : Biyoyakıtlar

Google News Abone Ol

Gelişen dünya koşullarında fosil enerji kaynaklarının tek başına yeterli olamaması, çevreye verdiği zararlar, miktarının gün geçtikçe azalması yeni enerji kaynakları aranmasına, yeni teknolojilerin denenmesine sebebiyet vermiştir. Yeni enerji ihtiyacı arayışlarından biri de biyoyakıt teknolojisidir.

Hammadde olarak bitkisel ve hayvansal kökenli, tarımsal kökenli ürünlerin, belediye artıklarının çeşitli biyokimyasal ve termokimyasal işlemlerden geçirilmesi ile elde edilen, yenilenebilir katı, sıvı ve gaz ürünlerin genel adıdır. Yeni bir teknoloji olarak denenmesine rağmen biyoyakıtların kullanımı çok eskilere dayanmaktadır. Kullanılan en eski biyokökenli ürün hint tohumu yağı olup, Mısırlılar bu bitkisel yağı lambalarda aydınlatma yakıtı olarak kullanmışlardır. Daha sonraları 1898 yılında dizel motor yakıtı olarak yer fıstığı yağı kullanılmıştır. Ülkemizde ise ilk biyoyakıt uygulaması olarak 1935 yılında Atatürk’ün talimatı ile Atatürk Orman Çiftliğindeki traktörlerde bitkisel yağ kullanılmıştır.

Biyoetanol

Günümüzde biyoyakıt olarak yaygın bir kullanıma sahip, şeker pancarı, şeker kamışı, şekerli ve nişastalı bitkilerden elde edilmektedir. Benzine karıştırıldığı zaman benzinin kalitesini iyileştirdiği, yapısında bulunan oksijenle birlikte de benzinin daha verimli ve temiz yanmasına yardımcı olur.

Büyük çoğunluğu benzinle harmanlanarak kullanılan biyoetanol son zamanlarda motorin ile de harmanlanıp kullanılmaya başlanmıştır.

Biyoetanol sadece ulaştırma sektöründe değil elektrik üretiminde, küçük ev aletlerin de, kimyasal madde üretiminde de kullanılabilen bir biyoyakıttır. Yüzey aktif maddeler, yapıştırıcılar, yağ asitleri, plastik gibi kimyasallarda biyoetanolden üretilebilmektedir.

Şeker pancarından üretilen biyoetanol buğdaydan üretilene göre daha verimli olup sera gazının tasarrufunda daha etkin olduğu bilinmektedir. AB ülkelerinde şeker pancarı üretimi için teşvik kampanyaları düzenlenmiş, üretimde devamlılık sağlanmıştır. Brezilyada ise biyoetanol üretimi şeker kamışından yapılmaktadır.

Biyodizel

Motorinle kullanımı yaygın olan bu biyoyakıt tek başına saf halde motorin yerine de kullanımı mevcuttur. Biyodizel kanola, aspir, ayçiçeği, soya, pamuk gibi yağlı bitkilerden uygun reaksiyonlar sonunda elde edilir. Yapılan çalışmalar sonucunda deniz yosunu olarak biline alglerinde verimli olacak bir biyodizel hammaddesi olduğu görülmektedir. Aynı zamanda alglerin CO2 ile beslendiği düşünüldüğünde küresel ısınma ve iklim değişiklerinin başlıca nedeni olan CO2 fazlası içinde çözüm yolu olacağı görülmüştür.

Biyoyakıtlar
Biyoyakıtlar

AB ülkelerinde biyodizel hammaddesi olarak kanola yağı kullanılmaktadır. ABD de ise soya hammadde olarak artan bir yükseliş göstermekle beraber Brezilyada soya ve yerfıstığı biyodizel hammaddesi olarak kullanılmaktadır.

Biyoyakıtların Sektördeki Önemi

Biyoyakıtlar yenilenebilir enerji kaynağı oluşuyla, çevreye herhangi bir zararı olmayışıyla tamamen doğal ürünlerle geliştirilmiş bir yakıt teknolojisidir. Buda bu sektörün gelişimini hızlanmasına ivme kazandırmaktadır. Bazı taraflara göre ise biyoyakıtlar gıda maddelerinden üretildiği için gıda maddelerinin büyük bir kısmını kullandığı bu nedenle de gıda ürünlerinin fiyatlarının artmasına sebep olduğuna ve fakir ülkelerin daha fazla gıda problemi yaşayacağına sebep olacağını düşünmektedir. Ancak biyoyakıtlar için kullanılan alan ve üretim gıda üretimini bu denli etkileyecek büyüklükte değildir. Gıda üretiminde ki azalışı sebebinin çiftçilerin üretimi bırakıp büyük şehirlere göçü olabileceği daha olasıdır. Biyoyakıtlara karşı oluşan bu önyargının bir sebebi de petrol sektörünün gücünü kaybetmek istemeyişinden dolayı krizlerin sebebi olarak biyoyakıt teknolojisini öne sürmesidir.

Biyoyakıtlar doğru ve bilinçli kullanıldığı takdirde iklim değişikliğine karşı tedavi edici özellik taşımakla beraber gelişen dünyada yakıt problemine karşı ikinci bir seçenek olmaktadır. Ülkemizde de gıda üretim alanlarını kullanmadan tarımsal potansiyeli aktifleştirerek biyoyakıt üretimi aktifleştirilmeli ve bununla ilgili yapılan çalışmalara daha fazla destek verilmelidir.

Şule Esen

'En büyük savaş cahilliğe karşı yapılandır.'

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir