BilimGenelMakaleler

Genetik Mühendisliği ve Gen Aktarımı Nedir?

Google News Abone Ol

“Bilim kurgu mu? Bilimsel bulgu mu?” Gen aktarımı, genetik mühendisliği… Biyoloji, onkoloji, viroloji… İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, mantarlar, virüsler… Bu makalede genetik mühendisliğinin; ne olduğunu, neler yapılabileceğini, gen aktarımı tekniğinin nasıl kullanıldığını neden kullanıldığını inceleyeceğiz. Başlamadan önce şunu söylemek istiyorum; genetik mühendisliği, hayal gücünüzün sınırlarını zorlayacak, sizleri daha geniş düşünmeye ve çevrenize daha anlamlı bakmaya başlayacaksınız… Neyse daha fazla uzatmadan konumuza dönelim. 

Gen Aktarımı Nedir?

Genel olarak gen aktarımı; bir canlının DNA’sında bulunan ve belli bir özellikten kodların başka bir canlıya aynı özelliği kazandırmak için veya akla gelebilecek herhangi bir sebeple nakledilmesi işlemidir. Örnek olarak GDO’yu gösterebiliriz. GDO Nedir? Ne Değildir?makalemizi okursanız, işlemi daha iyi anlayabilirsiniz. Şöyle düşünün bir meyve var elimizde ama çok hassas, ne çok soğuk ne de çok sıcakta canlı kalabiliyor. Bir meyve daha düşünün, soğuktan ve sıcaktan etkilenmeden canlılığını sürdürebiliyor. Biz birinci örnekte verdiğim meyveye, ikinci örnekte verdiğimiz soğuğa ve sıcağa direnç kazandıran genleri aktarırsak, birinci meyve de soğuğa ve sıcağa dirençli olacaktır. Tabii bu sadece bir örnekti… Günümüzde maya, bitki ve hayvanlarda bu işlem kullanılmaktadır. İlaç sanayinde yapay insulin ve yine yapay epinefrin gibi hormonlar üretebiliyoruz. Bakın bir diyabet hastasının hayatını kurtarmış olduk. Tabii bununla sınırlı değil yaptıklarımız.

genetik

Genetik Mühendisliği Nerelerde Kullanılır?

Gerekli karakterden sorumlu genleri, bakterilere aktararak, ilaç, hormon, protein, serum gibi tıbbi kimyasalların yapımında kullanmaktayız. Aynı zamanda 1996 yılında kopyaladığımız koyun Dolly ile canlılarda görülen kalıtsal hastalıkların araştırılması için bir umut ışığı olmuştur.

Vücudumuzda kendini yenileme yeteneğine sahip organlar vardır. Genel olarak beyin ve göz dışındaki bütün organlar kendini yenileyebilir. Örneğin derimiz kendini 1-2 hafta akciğer 6 ay ila 1 yıl içinde yenileyebilir; ama dediğim gibi beynimiz ve gözümüz kendini yenileyemez.

Beynimizde hareketten sorumlu hücreler bulunur, bir boksör gibi uzun yıllar kafasına darbe alan bir insanın bu hücreleri zarar görür ve ölür. Örneğin dopamin üreten hücreler ölüncede parkinson baş gösterir. Bu sebeple boksörlerin bir çoğu emekliliklerini parkinson hastalığı ile baş başa geçirmek zorunda kalır. Çünkü beyin hücreleri kendini yenileyemez. Fakat bir zebra balığı beyin hücrelerini yenileyebilen bir hayvandır. Biz, parkinson hastası olan adamımıza zebra balığının bu yeteneğe sahip genlerini aktarabilirsek, adamımız kendini iyileştirebilir.

DNA ve genetik

Makula hastası bir kadın düşünün aynı şekilde o da gözlerini giderek kaybetmekte. Fakat siz zebra balığı örneğinde olduğu gibi, göz hücrelerini yenileme yeteneğine sahip bir canlının bu yeteneğine sahip genleri sözünü ettiğimiz kadına aktarabilirsek bir hastalığa daha çare bulmuş oluruz.

Genetik mühendisliğinin kullanım alanları bununla sınırlı değil. Endüstride de gen mühendisliği çalışmaları devam ediyor. Örneğin;Örümcek keçi deneyi. Bilim adamları örümceğin ağ üreten genlerini alarak bir keçiye aktarmışlar ve bu keçinin sütünden ağ üretebilmişler. Peki bu ağın ne gibi özellikleri var? Çelik kadar sağlam ve çelikten 7 kat daha hafif olmasıyla birlikte sıcağa ve soğuğa oldukça dayanıklıymış. Bir düşünün askerinizin taşımış olduğu çelik yelek bile yaklaşık 5-6 kilogram siz bu malzemeden çelik yelek yaparsanız, askerinizin hareketini ve hareket ederken harcadığı enerjiyi iyileştirmiş olursunuz. Ya da itfaiyecilerin kullandığı ısıya dayanıklı kıyafetleri de bu malzemeden yaptığınızda onlarda da aynı şekilde daha etkili yapabiliriz.

Genetik mühendisliğinin bir çok kullanım alanı vardır. Bu sayıyı artırabiliriz. İlerleyen yıllarda gen mühendisliğinin kullanım alanlarının da artacağını düşünürsek; “Genetik mühendisliğinin kullanım alanları sınırsızdır.” diyebiliriz.

Viroloji Nedir?

Viroloji, virüsleri ve virüslerin karakteristik özelliğini inceleyen bilim dalıdır. Viroloji virüsleri konu alan bir kitap gibidir ve bu her geçen zaman bu kitaba, virolog adı verdiğimiz yazarlar tarafından yeni sayfalar eklenir.

Virüsler

Genel olarak 20 ila 300 nanometre boyutlarındadır. Canlı ile cansız arası geçiş formudur ve canlılık özelliklerini devam ettirebilmesi için konağa ihtiyaç duyar. Bu konak arkeler, bakteriler olabileceği gibi insanlar, hayvanlar ve bitkiler gibi ökaryot canlılar da olabilir.

Günümüzde bir çok hastalığın sebebi virüslerdir. 1918-1920 yılları arasında İspanyol gribinden 50-100 milyon insanın ölümünden sorumlu olmuştur ve bu sebepten insanlık tarihinin kayıtlara geçmiş en büyük viral salgın salgındır. İspanyol gribi denmesinin sebebi birinci dünya savaşı zamanlarında tüm dünyada yeni bir hastalığın olduğu saklanırken, ilk olarak İspanya’da kamuoyunda tartışılmasıdır.

virüsler

Viral Enfeksiyon Nedir?

Viral enfeksiyon; sebebi virüs olan hastalıklardır. AIDS domuz gribi ve az önce bahsettiğim ispanyol gribi gibi ciddi hastalıklara sebep olan enfeksiyonlardır. Virüs sebepli hastalıklar bulaşıcıdır. Çünkü virüsler konak değiştirebilirler. Virüslerin yayılması için el verişli ortamlar olduğu sürece, virüsler yayılarak daha fazla canlıya etki edebilirler ve önüne geçilmezse 1918 yılında başlayan ispanyol gribi gibi bir çok insanın hayatını kaybetmesine neden olabilirler. Hatta bir bakmışsınız ilerde zombi salgınıyla karşılaşmışız.

Patoloji

Patoloji hastalık bilimidir. Hastalıkları araştırır, nedenlerini sonuçlarını inceler. Bu hastalığın kaynağı bakteriler, mantarlar gibi canlılar da olabilir virüsler gibi canlı-cansız arası geçiş formu da olabilir.

Örneğin; geçtiğimiz aylarda ebola virüsü ile karşılaşmıştık. İnsanlarda ve insan dışı primatlarda viral hemorajik ateş şeklinde etki gösterir. Ciddi kanamalı hastalıklara yol açar ölümcüldür ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından 4. risk grubu patojen olarak kabul edilmiştir. Hastaların kan ve vücut sıvıları ile bulaşır şimdiye kadar hava ile bulaşması tespit edilmemiştir.

genetik mühendisliği nedir

Bilim Kurgu Mu? Bilimsel Bulgu Mu?

Yıllardır köpekler üzerinde deneyler yapılmaktadır. Günümüzdeki bir çok köpek ırkı ata ırklardan gen aktarımı ile elde edilmiştir. Aynı zamanda virüsler ile ilgili çalışmalar da yapılmaktadır. Virüslerin hastalıklara sebep olabileceği gibi bazı hastalıkların teşhisinde ve tedavisinde kullanılabileceğini düşünüyorum. İlerleyen zamanlarda yapılan araştırmaların da yoğunluk kazanması ile birlikte virüslerin tıptan endüstriye, farmakolojiden tarıma kadar kullanılabilir; ama öncelikle bir bilgisayar programlar gibi kendi virüslerimizi programlamayı ya da kendi virüsümüzü yapmayı öğrenmemiz gerekiyor.

Yazımda daha önce de bahsettiğim gibi virüsler 20-300 nm boyutlarındadır. İnsan kılcal damarı ise 0,007 milimetre ile 0,150 milimetre boyutlarındadır. Kullanacağımız virüsün boyutunun 100 nm olduğunu düşünürsek ve ortalama olarak kılcal damarımızın da genişliğinin 0.010 milimetre olduğunu var sayarsak, herhangi bir kılcal damarımızdan aynı anda 100 virüs geçebilir. Bu durumu lehimize kullanabilirsek ve yine daha önce de bahsettiğim gibi kendi virüsümüzü programlayabilirsek kanser gibi bir çok hastalığın tanısında, teşhisinde ve tedavisinde virüsleri kullanabiliriz.

genetik mühendisliği

Genetik mühendisliği gelişiyor, dünya değişmeye devam ediyor. Bir taraftan genetik mühendisliği büyük bir hızla gelişiyor, diğer tarafta ülkeler en iyi orduya sahip olmak için biyoteknolojiye yöneliyor. İlerleyen yıllarda genetik biliminin gelişmesi ve ülkelerin kusursuz askere sahip olma amacının doğuracağı etkenlerle birlikte, zombi virüsleri ile karşılaşmamız olası bir durum.

Ayrıca dilerseniz genetik mühendisliği ürünü olan insülin üretimi hakkında bilgi edinebileceğiniz yazımızı da okuyabilirsiniz. Genetik mühendisliğine oldukça iyi bir örnek olduğununu düşündüğümüzden ve yıllardır şeker hastalarının hayatını kurtarmak için üretim yapıldığından bu konuya iyi bir örnek olacaktır.

Bilimsel çalışmaları ve en güncel bilim haberleri için bizi takip etmeye devam edin. Gelecek ona sahip çıkanlar sayesinde gelişimine devam edecektir.

SerdarCR

Genetik ve biyomühendislik lisans mezunuyum. Aldığım eğitim fizik, kimya, biyoloji ve matematik ağırlıklıydı. Mühendislik fakültesi mezunu olduğundan dolayı analitik ve sonuç odaklı düşünce yapısına sahibim. Aldığım eğitim moleküler biyoloji, biyoteknoloji, mikrobiyoloji, genel ve organik kimya, tıbbi genetik ve mühendislik derslerini içermekteydi. Bu derslerde edindiğim teorik bilgileri yine bu derslerin laboratuvarlarında pekiştirme şansım oldu.Lisans hayatım boyunca birçok etkinlikte görev aldım. Bu etkinliklerden birinde konuşmacı olup PCR ve gelişim sürecini sundum. Başka bir etkinlikte ise bilgisayar alanındaki bilgilerim dahilinde teknik koordinatör ve tasarımcı olarak görev yaptım. Görev aldığım etkinlikler haricinde ikna kabiliyetine sahip olup Türkçe'yi iyi kullandığımı düşünmekteyim.Öğrenim hayatım devam ederken internette de çalışmalarım oldu. Bilim ve Tekno'nun kuruculuğunu yapıp yönetim görevini üstlenmekteyim. Ayrıca yine Bilim ve Tekno'da metin yazarlığı yaparak bu girişimi topluma yararlı olacak şekilde devam ettiriyorum. Yaklaşık 50 kişilik değerli ekibime liderlik yapmaktayım. Bunun yanı sıra ise özel bir firmada genetik mühendisi olarak satış departmanında çalışmaktayım.

5 Yorum

  1. Olusabilecek herhangi bir savaş durumunda zombi insanlar salgınının oluşturulması tek bir insanin bile faydasına olmaz
    O saatten sonra savaş virüslü insanlara karşı yapılma aşamasına dönecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir