Sarıyı Neden Sevmiyoruz?

Birçok farklı kültürde insanların renkleri duygularla özdeşleştirdiği bilinmektedir. Bunun kültürle bir bağlantısı olabileceği gibi maruz kalınan çevresel etkenlerle de bağlantılı olabilir. Zira çevresel etkenler psikolojik sağlığımızı oldukça etkilemektedir. Bu konuda yapılmış yayımlardan birinde odaları pembeye boyamanın mahkumların agresyonunu azalttığı belirtilerken bir başka araştırmada hastanelerde yeşil rengin stresi azalttığı görülmektedir

Altmış bir kişilik bir araştırma grubu da sarıyı incelemek istemişler. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 55 ülkeden,  altı binden fazla katılımcıyla yaptıkları araştırmada bireylerin sarıyı sevme oranlarını incelemişler. Bunu yaparken de ülkelerin iklimleri, yağış miktarları, gün süreleri gibi etkenler de göz önünde bulundurulmuş. Çalışma (ilgilenenler için kaynakçaya linkini koyduk ) “Yağmur olmadan güneş de eğlenceli değil” başlığıyla hakemli bir bilim dergisi olan Journal Of Environmantal Psychology dergisinde yayımlanmıştır.

Related Post

Uygulama aşaması

Araştırmanın uygulama aşamasında katılımcılardan on iki rengi (kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, turkuaz, mor, pembe, kahverengi, siyah, gri ve beyaz) uluslararası renk – duygu ilişkisi anketi kullanılarak, duygu yoğunluğuna göre değerlendirmeleri istenmiştir.  Çalışma kapsamında bu renklerden sadece sarı incelenmiş ve gerekli analizlere (elde edilen veriler hiyerarşik regresyon analiziyle analiz edilip her bir değişkenini sarıyı sevme davranışı üzerindeki etkisine bakılmıştır.) tabi tutulmuştur.

Araştırmada coğrafik, iklimsel ve mevsimsel değişkenler de ele alınmış. Katılımcıların yaşadıkları ülkenin ekvatora uzaklığı, soğukluğu, yıllık güneş alma miktarı, yağmur oranı, gündüz süresi gibi birçok faktör araştırmaya dâhil edilerek sarıyı sevme üzerindeki etkilerine bakılmıştır.

Araştırma sonuçları

Araştırma sonucunda ülkelerin sarıdan hoşlanma oranları % 5.87’den (Mısır) % 87.7’ ye (Finlandiya ) kadar uzanan geniş bir ranj sergilemektedir. Türkiye’de ise bu oran yaklaşık % 25’lerde. Yani ülkemizde her dört kişiden üçü sarıdan pek hoşlanmıyor.

Araştırma bizlere yaşadığımız yerin gün ışığı alma oranının, enleminin ve aldığı yağış miktarının sarıyı sevme oranımızı etkilediğini göstermektedir.  Bununla birlikte gün ışığı alma oranını denklemden çıkartıp sadece enlem ve yağışı aldığımızda istatistiksel olarak çok bir fark çıkmıyor. Yani enlem ve yağış sarıyı sevme davranışı üzerinde çok daha etkili. Olaya mevsimsel olarak baktığımızda ise her ne kadar mevsimlerle, özellikle sonbaharla sarıyı ilişkilendirsek de bu durum sarıyı sevme bakımından pek de öyle işlemiyor gibi gözüküyor. Mevsimler dalgalanmaların sarıyı sevme üzerinde etkili olmadığı da araştırma sonucunda elde edilen bilgiler arasında

Araştırmadan yola çıkarak biz de kendi merakımızı gidermek için bir soru sorsak: Peki siz sarıyı seviyor musunuz ve sarı sizin için hangi duyguyla ilişkili?

Kaynakça:

  • https://doi.org/10.1016/j.jenvp.2019.101350
  • A.G., Schauss (1979).Tranquilizing Effect Of Color Reduces Aggressive Behavior And Potential Violence. Journal of Orthomolecular Psychiatry, 8 (4), pp. 218-221
  • Dijkstra, M.E. Pieterse, A.T.H. Pruyn (2008). Individual Differences in Reactions Towards Color in Simulated Healthcare Environments: The Role Of Stimulus Screening Ability. Journal of Environmental Psychology, 28 (3), pp. 268-27
Fadime Çağlar: Hacettepe Üniversitesi'nde psikoloji 4. sınıf öğrencisiyim. Bilim, sanat, mitoloji, teknoloji, tarih, felsefe başta olmak üzere mantıklı mantıksız her şeyi merak edip, araştırmaktan, öğrendiklerimi de arkadaşlarımla tartışmaktan büyük zevk duyarım. Hiçbir ayrıma varmaksızın bütün hayvanları seven, atlara ise aşık, bir doğa tutkunuyum. Yamaç paraşütü, origami, resim (yağlı boya, akrilik, ebru, rölyef), binicilik, doğa yürüyüşü hobilerim arasındadır.
Benzer İçerikler