BilimGenelMakalelerSağlık

Otoimmün Sistem

Google News Abone Ol

Bağışıklık sistemi, vücudun kendini mikroplara ve diğer yabancı maddelerden koruma mekanizmasıdır. Bu mekanizmanın ters bir şekilde çalışması durumuna yani vücudun bağışıklık sisteminin yabancı maddeler yerine kendisine zarar vermesine otoimmün sistem adı verilir. Otoimmün bozukluklar, vücudun kendi dokularına karşı uygun olmayan bağışıklık yanıtı oluşturmasına ve dolayısıyla vücudun kendisine zarar vermesine neden olan hastalıklardır. Bağışıklık sisteminin bozularak otoimmün bozukluğun ortaya çıkmasıyla, bağışıklık sistemi, vücuda zarar veren antikorlar üretmeye başlar. Bu durumdan vücut oldukça ciddi yıkımlara uğrayabilir ve birçok hastalık ortaya çıkabilir. Bu hastalıklara otoimmün hastalıklar denir. Otoimmün hastalıklar vücutta doku kaybına iltihaplara, iç kanamalara alerjik reaksiyonlara, dolaşım ve boşaltım sistemi gibi birçok etkene neden olabilir. Otoimmün sistem genetik olarak CTLA4 geninde oluşan bir mutasyon ile bozulabilir. Ne yazık ki, günümüzde herhangi bir genetik hastalığın tam tedavisi olmamasıyla birlikte, CTLA4 genindeki mutasyonun düzeltilerek hastanın tam olarak tedavi edilmesi mümkün değildir.

Otoimmün Hastalıklar

Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin normalden çok daha aktif olmasına ve vücudun kendi dokularına karşı saldırı yaparak, vücudun kendi dokularına zarar vermesine yol açan hastalıklara verilen hastalık çeşidi olmakla birlikte, vücudun asıl düşmanlarla savaşma gücünü, yani bağışıklık sistemini düşürerek, enfeksiyonlara karşı savunmasız olmasına neden olur. Bu tür hastalıklarda tedavi uygulanırken, genellikle bağışıklık sisteminin baskılanması tercih edilmektedir. Bunun dışında, greves hastalığında olduğu gibi, tiroid bezinin fazla çalışmasına ve dolayısıyla tiroidin büyüyerek guatr uluşturmasına neden olduğu gibi birçok hastalığında dolaylı olarak ortaya çıkmasına ve insan hayatını tehdit etmesine neden olabilmektedir.

Başlıca Otoimmün Hastalıklar

  1. Romatoid Artrit: Bağışıklık sistemi eklemlerin yüzeyine ilişkin antikorlar üreterek, eklemlere saldırır ve bu saldırılar sonucu; enflamasyona, şişmeye ve ağrıya sebep olur. Romatoid Artrit tedavi edilmediğinde kalıcı ve ciddi hasarlar ortaya çıkarabilmektedir.
  2. Sistemik Lupus Eritematozis: Bağışıklık sistemi, vücuttaki tüm dokulara yapışabilecek antikorlar üretir ve eklemler, akciğerler, kan hücreleri, sinirler, böbrekler gibi organları oldukça etkileyebilir.
  3. İnflamatuar Bağırsak Hastalığı (IBD): Bağışıklık sistemi, bağırsakların iç yüzeyinde bulunan hücrelere saldırır ve ishal rektal kanama, ani bağırsak hareketleri, karın ağrısı, ateş ve kilo kaybına yol açabilir.
  4. Multipl Skleroz (MS): Bağışıklık sistemi sinir hücrelerine saldırır ve ağrı, körlük, güçsüzlük, koordinasyon zayıflığı, kas spazmları gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur.
  5. Tip 1 Diyabet: Bağışıklık sisteminin antikorları, pankreastaki insülin üreten hücreleri tehdit olarak algılayarak, bu hücrelere saldırır ve insülin üreten hücreleri yok eder.
  6. Guillain – Barre Hastalığı: Bağışıklık sistemi bacaklardaki ve bazen kollar ile üst gövdedeki kasları kontrol eden sinirlere saldırır ve bu bölgeleri etkileyerek güçsüzlük yaşatır.
  7. Sedef Hastalığı: Bağışıklık sistemi, sıradan bir deri hücresini patojen olarak algılayarak hatalı sinyaller göndererek çok fazla deri hücresi üretilmesine neden olur.
  8. Graves Hastalığı: Bağışıklık sisteminin ürettiği antikorlar tiroid bezini uyararak normalden fazla çalışmasına ve vücuttaki tiroid miktarının normalin üzerine çıkmasına sebep olur. Bununla beraber dolaylı olarak guatra sebep olabilir.
  9. Hashimoto Hastalığı: Bağışıklık sisteminin ürettiği antikorlar tiroid bezine saldırarak ona zarar verir ve tiroid üreten hücreleri yavaş yavaş yok ederek, vücuttaki tiroid hormonu miktarının düşmesine sebep olur.
  10. Miyastenya Gravis: Antikorlar sinirlere tutunarak, bağlanmış olduğu sinirlerin kasları normal şekilde hareket ettirmeye engel olur.
  11. Vaskülit: Bağışıklık sistemi kan damarlarına saldırarak zarar verir.

SerdarCR

Genetik ve biyomühendislik lisans mezunuyum. Aldığım eğitim fizik, kimya, biyoloji ve matematik ağırlıklıydı. Mühendislik fakültesi mezunu olduğundan dolayı analitik ve sonuç odaklı düşünce yapısına sahibim. Aldığım eğitim moleküler biyoloji, biyoteknoloji, mikrobiyoloji, genel ve organik kimya, tıbbi genetik ve mühendislik derslerini içermekteydi. Bu derslerde edindiğim teorik bilgileri yine bu derslerin laboratuvarlarında pekiştirme şansım oldu.Lisans hayatım boyunca birçok etkinlikte görev aldım. Bu etkinliklerden birinde konuşmacı olup PCR ve gelişim sürecini sundum. Başka bir etkinlikte ise bilgisayar alanındaki bilgilerim dahilinde teknik koordinatör ve tasarımcı olarak görev yaptım. Görev aldığım etkinlikler haricinde ikna kabiliyetine sahip olup Türkçe'yi iyi kullandığımı düşünmekteyim.Öğrenim hayatım devam ederken internette de çalışmalarım oldu. Bilim ve Tekno'nun kuruculuğunu yapıp yönetim görevini üstlenmekteyim. Ayrıca yine Bilim ve Tekno'da metin yazarlığı yaparak bu girişimi topluma yararlı olacak şekilde devam ettiriyorum. Yaklaşık 50 kişilik değerli ekibime liderlik yapmaktayım. Bunun yanı sıra ise özel bir firmada genetik mühendisi olarak satış departmanında çalışmaktayım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir