Obezite, yüksek tansiyon, kardiyovasküler hastalıklar ve diyabete yol açan sağlık riskidir. Bağırsak mikroorganizmaları, mekanizmaları hipotez aşamasında olsa da, büyük olasılıkla insan obezitesinin bir kısmında rol oynayabilirler.İlk kanıtlar bakterisiz (simbiyontsuz) fareler kullanılarak yapılan çalışmalardan gelen, konakçısında yağ birikiminin bağırsak mikroorganizmaları ile ilişkisidir. Bu deneylerde tüm fareler aynı beslense de normal farelerde simbiyontsuz farelere oranla %40 daha fazla yağ içerdiği tespit edilmiştir. Simbiyontsuz farelerin normal farelerden elden edilen çekum materyali ile inokule edilmesi sonucu gıda alımı veya enerji harcaması değişmediği halde toplam vücut yağlarında artış göstermiştir.
Genetik olarak obez fareler ise normal farelere göre daha farklı bağırsak florası geliştirmişlerdir, normal farelere oranla %50 daha az Bakteroidetes, artan Firmicutes ve metanojenik Archaea sayısında artış göstermiştir.
Obezite ve Bağırsak Mikroorganizmalarının İlişkisi
Ancak hayvan model çıkarımları insanlarda daha zor yapılmaktadır, beslenme kontrolü ve konağın genotipi kontrol edilmez ve bağırsak mikroflorasının manipulasyonu çok zordur. Yine de insanda yapılan çalışmalar faredeki Bacteroidetes-Firmicutes ilişkisini doğrulamasa da obez bireylerin Bacteroidetes cinsi olan Prevotella ve metanojenik Archaea organizmalarını barındırdığı gösterilmişdir. Böylece insanlardaki genel modelin farelerle aynı olduğu ileri sürülmüştür. Bunun sebebi, metanojenlerin Prevotella tarafından üretilen H2’yi çıkarması önerilmiştir. Prevotella için fermentasyonu desteklerler ve kısa zincirli yağ asitlerini konağın kullanımına sunarlar. Bu model farelerde Prevotella ile aynı metabolizmaya sahip Bacteroides thetaiotaomicron ve metanojen Methanobrevibacter smithii ile yapılan çalışmalarla desteklenmiştir. Yapılan kontrollere göre bu fareler daha yüksek bağırsak mikroorganizma sayısına sahip, bağırsak lümeninde be kanda asetat seviyeleri yüksek ve yüksek vücut yağına sahiptirler. Bu keşif obezitenin genetikle ilgili olmayan bir sebebini sunmaktadır.
Hamilelikle ilgili vücut yağı artışı önemli ölçüde bağırsak mikrobiyotası tarafından etkilenebilir. Hamileliğin ilk 3 aylık döneminde bağırsak mikrobiyal çeşitliliğinde azalma ve Proteobacteria ve Actinobacteria türlerinin komünitelerinde artış olur. Bu değişiklikler artan vücut yağıyla ilişkilidir ve hamileliğin ilerleyen dönemlerinde insülin hassasiyetsizliği gelişir (insülin tokluk durumunda karaciğeri uyarır). Böylece hamile kadınların vücudu daha sonra artacak olan enerji ihtiyacı için bağırsak mikroflorasını manipule eder.