BilimGenelHaber

Kum Stoğu Tükeniyor Mu?

Google News Abone Ol

İnsanlar, plajları ve uçsuz bucaksız çölleri gördüklerinde makul bir sebeple kumun sınırsız bir kaynak olduğunu düşünebilirler. Hatta petrol ve su kaynaklarının tükenmesi ile ilgili sayısız haber okumuşsunuzdur ama ne kadar sınırsız gözükse de kumlar da hızla tükeniyor. 

Science Dergisi’nde yeni yayınlanan bir çalışmaya göre küresel kum kaynaklarının aşırı kullanımı çevreye zarar veriyor, kıtlığa neden oluyor ve toplulukları tehlikeye atarak çatışmaları teşvik ediyor.

Hızla artan talep ve dizginlenemeyen kum madenciliği bir araya geldiğinde, diğer doğal kaynaklarda olduğu gibi kıtlığın oluşmasına sebep oluyor. Birçok güçlü kanıtın gösterdiği üzere çok sayıda bölgenin kumu giderek azalmaya başladı. Örneğin Vietnam’ın iç talebi, ülkenin toplam rezervlerini aşıyor. Eğer bu dengesizlik devam ederse, ülkenin altyapı bakanlığına göre 2020’de Vietnam’ın inşaat kumu tükenmiş olacak.  Kum kaynaklarının tükenmesinde ise son çeyrek yüzyılda özellikle Asya kıtasının kum tüketimi büyük rol oynuyor.

Jeologlar ‘kum’u kompozisyonuna göre değil de tane büyüklüğüne göre tanımlıyor. Buna göre 0.062 ile 2 milimetre arasındaki parçacıklar kum. Biraz küçüğü toz (silt) biraz büyüğü ise çakıl. Kum, genel olarak daha büyük kaya parçalarının zamanla ufalmasından oluşur. Kum taneleri şekillerine göre de sınıflandırılır. Örneğin çöl kumları, kum fırtınalarının aşındırması nedeniyle pürüzsüz yuvarlak yapılıdır. Nehir kumları ise açılıdır. Bu nedenle inşaatlara daha elverişlidir.

Amerikan Jeoloji Enstitüsünün 2004 yılında hazırladığı bir rapora göre 1 mil (1,6 km) uzunluğundaki tek şeritli bir otoyol inşaatı için 38 bin ton kum kullanılıyor. Kum tüketiminde en dramatik artış ise araba satın alan nüfusu hızla artıp da buna yetecek yol yapma yarışında olan ülkelerde yaşanıyor. David Owen, bir Çinli yetkilinin 2030 yılı itibarı ile 265 bin kilometrelik ulusal otoyolunu bitirmeyi hedeflediklerini söylediğini aktarıyor. Yani Çin’in otoyol ağının uzunluğu, ABD’nin otoyol ağı uzunluğunun 3,5 katı olacak.

Sadece inşaatlar değil altımızdaki kumu çeken… Bir çok endüstri de kum tüketiyor. Pencere camı, cam bardaklar, akıllı telefon camları hep erimiş kumdan üretiliyor. Kum, su arıtmada, septik sistemlerde, yüzme havuzlarında da kullanılıyor. Ham petrol ve doğal gaz üreticileri, yerin altında açtıkları kayaların yarıklarını açık tutmak için büyük miktarda kum kullanıyor.

Konu size hâlâ kritik görünmediyse şu bilgiyi de verelim: Muhtemelen haberiniz yoktu ama kum ve çakıl taşı, fosil yakıtlar ve biyokütleyi de aşarak (ağırlığa göre) şu an dünyanın en çok çıkarılan maddeleri durumunda. Buna çok da şaşırmamak lazım; çünkü kum, çimentonun, camın ve elektroniğin kritik bileşeni. Muazzam miktarlarda kum, arazi ıslahı, kaya gazı çıkarılması ve sahil yenileme programları için çıkarılıyor. Son dönemde meydana gelen Houston, Hindistan, Nepal ve Bangladeş selleri, küresel kum talebinin biraz daha artmasına sebep olacak.

Bu aşırı kum sömürüsü, kum çıkarılan bölgelerdeki kum kaynaklarının giderek azalmasına sebep oluyor. Yoğun kum çıkarma sebebiyle nehirler ve kıyı ekosistemleri fiziksel olarak değişime uğruyor ve bu da erozyonlara sebep oluyor.

Ayrıca araştırmalar gösteriyor ki, kum madenciliği operasyonu, balıklar, yunuslar, kabuklular ve timsahlar dahil çok sayıda hayvan türünü de etkiliyor. Bu durumdan tek etkilenen hayvanlar da değil. Kum madenciliği insanların geçim kaynaklarının olduğu alanları da ciddi olarak etkiliyor. Artan erozyon sebebiyle plajlar ve sulak alanlardaki kıyı bölgeleri seller ve dalgalara karşı daha savunmasız hale geliyor. Bu da o bölgelerde yaşayan insanları doğrudan etkiliyor tabi ki.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın sayesinde medyanın konuya olan ilgisi artıyor ama hâlâ sorunun ölçeği yaygın olarak anlaşılabilmiş değil.  Kumun yaygın, kolay bulunan ve çıkarılan bir kaynak olması da onunla ilgili düzenlemeler yapmayı zorlaştırıyor. Sonuç olarak kum üretim ve tüketiminin küresel sonuçları konusunda çok az şey biliniyor.

Şehirlerin genişlemesi ve deniz seviyelerinin yükselmesi ile talep artacak. Büyük uluslararası anlaşmalar, 2030 Sürdürülebilir Gelişme Gündemi ve Biyolojik Çeşitlilik Kongresi‘nde doğal kaynakların tahsisi sorumluluğunu teşvik ediyor ama kumun çıkarılması, kullanımı veya ticaretinin düzenlenmesine dair uluslararası bir kongre bulunmuyor. Uluslararası düzenlemeler hafif olarak uygulandığı sürece zararlı etkiler oluşmaya devam edecek. Umulansa, uluslararası toplumların bir an önce kum kaynakları konusunu düzenleyecek küresel stratejileri geliştirmeye başlaması.

Meysa Kardelen Akan

Merhabalar, ben Meysa Kardelen Akan. 20 yaşında, moleküler biyoloji ve genetik lisans öğrencisiyim. Bilime özellikle de genomik tıp'a ilgim var. Her zaman daha çok araştırarak, yeni bilgiler öğrenmeye çalışıyorum.  Okul dışında derneklerde görev alarak her gün bir başka insana bir iyilik katmaya çalışıyorum. Yazılarımla ilgili aklınıza takılan noktaları, katmak istediğiniz şeyleri ya da herhangi bir yazı konusu fikri için lütfen mail atmakan çekinmeyiniz. [email protected]

4 Yorum

  1. Suan icerisinde bulundugum bi projede bu konuya cözüm yollari aramaktayiz. Alternatif olarak diger kum kaynaklarinda bulunan kumlarin (örnek , cöl kumu ,deniz kumu ) insaat sektörü icin nasil uygun hale getirebilecegimizi arastiriyoruz . Günümüzde örnek olarak deniz kumlarinin kullanmasina rastlamaktayiz . Yalniz Türkiye de bu isi düzgün yapan cok az firma bulundugu icin pekte saglikli sonuclar elde edilmemektedir. Konuyla ilgili bilgi sahibi olanlarin paylasabilecigi makale veya herhangi bi kaynak varsa cok yardimci olmus olucaksiniz bana.Tesekkurler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı