BilimGenelMakaleler

Dil’in Etnik Kökeni

Google News Abone Ol

Günlük hayatta insanlarla belli bir ilişki içindeyizdir. Bu ilişki için kullandığımız iletişim aracı dildir. Dil sayesinde insanlarla daha rahat anlaşabiliriz. Hatta el ve mimik hareketleri ile kendimizi karşı tarafa daha iyi anlatabiliriz. Yüzyıllardır insanlar farklı dilleri kullanarak birbirleriyle iletişim kurmuşlardır. Herkesin bulunduğu topraklara göre öğrendikleri dilleri konuşurlar. Bu yüzden dilin hayatımızda büyük bir önemi vardır. Peki insanlar konuşamasaydı nasıl iletişim kurabilirlerdi? Ya da insanlardan izole edilmiş bir yerde yaşayan insanlar konuşabilirler mi?

Dil’in Kökeni İçin Yapılan Bazı Deneyler

Bu konu tarihte de önemli bir soru olmuştur ve bir çok kez araştırılmıştır. Bilim insanları, psikologlar, tarihçiler tarafından. Hepsinin ortak araştırması dilin kaynağı idi. Hatta tarihte bu konu için etik olmayan deneylerde yapılmıştır. Bunun nedeni her uygarlık ve toplum kendi inançlarının ve milletlerinin ilk ırk ve kutsal ırk olduğunu kanıtlamaya çalıştıkları için yapmışlardır.

İnsanlara eğer konuşmayı bilmeyen bir insan nasıl iletişim kurar diye sorarsanız, ilk verilen cevap taklit etmeye çalışır ya da işaretlerle iletişime geçeceğini söyler. Bu insan beynine gelen en mantıklı cevaptır. Fakat bazı insanların aklına bu gelmedi ve etik olmayan deneyler yapıldı. İşte bu deneylerin bazıları sonuç aldı. Alınan bu deney sonuçlar ise dilin genetik olabileceği sorusunu akıllara getirir niteliktedir.

Dil deneyleri hakkında yapılan ilk ve en acımasız deney M.Ö. 664-610 yılları arası yaşamış olan Mısır firavunu Psammatikos tarafından yapılan dil bilim deneyiydi. Bu deneyde insanlardan izole edilmiş bir çoban kulübesinde bir bebeğin büyütülmesiydi. Bebeğin bakımı için görevlendirilen çobanın konuşması yasaktı. Sadece çocuğun yaşamsal faaliyetlerine yardımcı olması gerekiyordu. Çoğu kaynakta da çobanın çocukla konuşmadığı söylemiştir. Ancak çocuk belli bir yaşa geldiğinde Frig dilinde ekmek anlamına gelen ‘bekos’ kelimesini kullanmıştır. Tabi bu deney hakkında bir çok kaynakta sürekli değiştirilmiş bir şekilde geçmektedir ancak sonuç aynıdır. Çocuk Frig dilinde ‘bekos’ demiştir. Fakat bazı kaynaklarda bu kelimenin Mısır dilinde olduğu savunulmuştur ama Heredot tarafından aktarılan dil bilim bilgilerinde Frig dili olarak geçmektedir.

Bu deneyde ki amaç Mısır firavunu Mısır uygarlığının Tanrı tarafından gönderildiğini ve her bebeğin Tanrı katında Tanrı kelamı olarak Mısır dili öğretildiğini kanıtlamaktı. Ancak bu deney sonucunda çocuk Mezapotamya uygarlıklarına ait bir dili kullanmıştı. İşte bu sonuç dilin genetik olarak aktarılabileceğini kanıtlar nitelikteydi.

Yapılan bir diğer etik olmayan deney ise 13.yy 2. Fredick tarafınadan yapılan deneydi. Ailelerinden alınan çocuklar aynı Psammatikos tarafından yapılan dil bilim deneyi gibi insanlarla iletişim kurulmadan sadece yaşamsal faaliyetleri için yardımcı oluyorlar ancak bu deneyin sonucu insanlarla paylaşılmıyor.

Bu deneyde 2.Fredick Havva ile Ademin yani ilk insanın konuştuğu dili öğrenmekti. Bu deneyde elde edilen sonuçlar insanlarla paylaşılmamış. Bunun nedeni ise insanların bu deneyin sonucunu öğrenirlerse sonuçların iyi olmayacağı düşünülmüş.

Bu deneyler dışında da etik olmayan deneyler devam etmişti. ‘Ormana bırakılan her hangi bir çocuk ormanın sonunda Arapça konuşurdu’ görüşünü herkes kendi toplumu için kullanmıştı. Bu yüzden insanları vahşi doğada ya da bir hayvanla yetiştirmek gibi etik olmayan deneyler devam etmişti. Bu deneyler ne kadar dilin etnik yapısı için yapılsa da dilin genetik yapısı içinde sonuçlar doğurmuştur.

Özet

Bütün bunları toplamak gerekirse, dil bir bebeğin doğduğu anda annesini ve ailesini taklit etmesiyle başlayan bir serüvendir. Ancak insanlardan izole edilmiş bir insan elbette iletişime geçmeye çalışacaktır. Belki de bir canlıyı taklit edecektir ama taklit edemeyeceği bir ortamda bulunan bebek elbet iletişime geçmek isteyecektir. Belki de genetik olarak aktarılan geçmişinde bir dili kullanacaktır, sonuçta davranışlarımızın bir kısmı genetiktir. Tabi bu konu hakkında tam kesin bir şey söylenemese bile tarihte yapılmış ama etik olmayan deneylerden birinde sonuç alınmıştır ancak bu bilgi insanlarla paylaşılmamıştır. Bunun nedeni insanların bu bilgiye hazır olmadığındandır…

Şeyma Ateş

Biruni Üniversitesi 3. sınıf Moleküler Biyoloji ve Genetik öğrencisiyim. Mühendislik fakültesinde okuduğumdan ötürü mühendislik derslerini de almaktayım. Bölümümü %100 İngilizce okuyorum. Ayrıca İstanbul Üniversitesi'nde AUZEF Laborant Veteriner Sağlık bölümü 2.sınıf öğrencisiyim. Arkeogenetik, genetik, antropoloji ve tıbbi genetik alanları hakkında araştırmalar yapıyorum. Bu yaptığım araştırmaları sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyarım.

4 Yorum

  1. Öncelikle teşekkürler. Çok güzel bir yazı olmuş. Rica etsem dillerin coğrafyalara göre dağılımı hakkında da bir yazı yazar mısınız?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir