BilimGenelMakalelerSağlık

Akne ve Beslenme İlişkisi

Google News Abone Ol

Aknenin Sebebi

Pek çok gencin ergenlik döneminde sorunu olan akne artık günümüzde yetişkinlerin de sorunu olmaya başladı. Kültürel değişim yoluyla daha Batılılaşmış bir diyete doğru kaymamız da akne prevalansının arttığını göstermiştir. Akne, saç köklerinin ve bunlara eşlik eden yağ bezlerinin tıkanması ve iltihaplanması sonucu oluşur. Aknenin çeşitli birçok sebebi olabilir. Genetik faktörler, beslenme alışkanlıkları, uyku düzeni veya hormona bağlı hastalıklar da akneye sebebiyet verebilir. Biz yazımızda beslenme ile olan ilişkisini inceleyeceğiz. Şimdi yazımıza geçelim.

Süt Ürünleri ile Akne Arasındaki İlişki

Süt ve süt ürünlerinin tüketimiyle ilgili araştırmalar da üç teori öne sürülmüştür.

  1. Süt ürünleri tükettiğinizde hormonlarınızın dengesini bozabileceği ve bunun da akneyi tetikleyebileceği öne sürülmüştür.
  2. Sütteki büyüme hormonlarının akneyi şiddetlendirdiği saptanmıştır.
  3. Süt ürünleri Batı diyetindeki yüksek seviyelerde rafine gıdalar ve işlenmiş şekerlerle birleştirildiğinde insülin seviyelerini bozduğu ve cildi akneye daha yatkın hale getirdiği yönündedir.

Yapılan çalışmalara göre yağsız sütün yağlı süte göre akne tetikleyicisi olduğu saptanmıştır. Bundan yola çıkarak  aknenin doğrudan yağlı besinlerle ilişkisi olduğunu söyleyemeyiz. Süt ve akne arasındaki bağlantı konusunda sınırlı araştırma yapılmıştır. Süt ürünlerinin doğrudan sivilceye neden olduğunu gösteren hiçbir kanıt yoktur. Fakat akneyi etkileyebilir veya şiddetlendirebilir. 2018’de yapılan bir çalışmaya göre süt ürünlerinden ziyade süt tüketiminin akneyi tetiklediği, her gün bir bardak veya daha fazla süt içen kişilerde, haftada iki ile altı bardak veya daha az içenlere göre aknenin daha olası olduğu bulunmuştur.

Büyüme Hormonları

ikinci teoride de akneyi tetikleyebileceği söylenen büyüme hormonu sütteki IGF-1 insülin benzeri kanda bulunan büyüme hormonudur. Sütte IGF-1 yanı sıra prolaktin, prostaglandinler ve steroidler gibi diğer hormonları da içerir. Yapılan bir çalışmada 12 hafta boyunca günde 3 porsiyon süt içen yetişkinlerin hiç süt içmeyenlere göre yaklaşık %10 daha yüksek IGF-1 seviyelerine sahip olduğu bulundu. IGF-1 sebum üretimini arttırabilir. Sebum ciltte gözenekleri tıkayan ve sivilceye neden olabilen yağdır. Başka bir çalışma da ise akneli kişilerde IGF-1 seviyeleri, olmayanlara göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. IGF-1 ve akne lezyonları arasındaki ilişki özellikle yetişkin kadınlarda yüksek olduğu saptanmıştır. Ayrıca sütteki ana proteinler peynir altı suyu ve kazeindir. Peynir altı suyu  kan insülin seviyelerini yükseltirken, kazein IGF-1’i yükseltir. Bu proteinlerin de akne oluşumunu tetikleyebileceği söylenmektedir.

Düşük Glisemik İndeksli Besinler ve Akne İlişkisi

Düşük glisemik yüklü diyetlerin akne riski ve insülin duyarlılığı üzerindeki etkisi incelendiğinde düşük glisemik yüklü diyetle beslenen bireylerin akne lezyonlarının sayısında iyileşme yaşanmıştır. Ek olarak, düşük glisemik yüklü diyet grubunun ortalama kilosu azalmış, insülin duyarlılığı ve SHBG seviyeleri artmıştır. SHBG düzeylerindeki artışlar, azalmış lezyon sayımları ile ilişkilidir. SHBG seviyeleri arttıkça, serbest androjen seviyelerinin buna göre düşmesi beklenir. Bu araştırma bulguları, düşük glisemik yüklü diyetlerin hormonal seviyelerini etkilemenin yanı sıra insülin duyarlılığını ve akneyi iyileştirmedeki rolünü desteklemektedir.

Yağ, Yağ Asidi Alımı ve Akne ilişkisi

Omega-3 yağ asitleri anti-inflamatuar özelliklere sahiptir. IGF-1 seviyelerini ve folikül inflamasyonunu düşürerek akne riskinin azalmasıyla ilişkilendirilebilir. Tipik olarak, Batı diyetleri düşük bir omega-3/omega-6 yağ asitleri oranına sahiptir. Ek olarak, doymuş yağ oranı yüksek olan diyetler, artan IGF-1 seviyeleri ile ilişkilendirilirken, düşük yağlı ve yüksek lifli diyetler, düşük IGF-1 seviyeleri ile ilişkilendirilmiştir.

A vitamini ve Akne İlişkisi

A vitamini ve analoglarının antioksidan kapasitelerinin dışında epitel doku oluşumunda, farklılaşmasında ve cilt salığının devamında önemli rol oynadığı bilinmektedir. Yetersizliği deri lezyonlarının oluşumuna ve epitel hücrelerin keratinizasyonuna, kuruluğa, çatlaklığa dolayısıyla kanamalara neden olur. Akne ve sedef gibi deri hastalıklarında doğrudan A vitamini ve analoglarından türetilmiş ilaçlar veya gıda takviyeleri kullanılmaktadır. Dermatolojide uygun dozlarla kullanıldığında iyi sonuçlar elde edilmiştir. Yapılan çalışmalarda akne şikayeti olan bireylerde A vitamini seviyelerinin düşük olduğu belirlenmiştir. Diğer yandan akne şiddeti ile serum A vitamini seviyesi arasında ters ilişki olduğu bulunmuştur. Düşük A vitamini seviyelerinin akne için risk olabileceği ve oral A vitamini alımının da akne lezyonlarını iyileştirici etkisi olduğu saptanmıştır.

Kaynak

  1. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/464371
  2. https://www.medicalnewstoday.com/articles/dairy-and-acne
  3. https://www.skintherapyletter.com/acne/diet-role/

Sema Gizem Akdağ

Merhaba, Ben Sema Gizem. Beslenme ve Diyetetik bölümü 2. sınıf öğrencisiyim. Aynı zamanda çocuk gelişim 1. sınıf öğrencisiyim. Daha henüz öğrencisi olduğum diyetisyenlikte kendimi geliştirmek için öğrendiklerimi ve araştırdıklarımı paylaşmak için heyecanlıyım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir