Felsefi olarak var olanlar; bitkiler, su, canlı ya da cansız maddeler olabilir. Hatta düşünme gibi soyut ve ruhsal bir şey de olabilir. Manevi bir duygu da olabilir. Genel tabiriyle felsefe içinde varlık zihinsel veya fiziksel olabilir. Bu düşüncenin, bu anlayışın genel adı varlık felsefesidir. Bir diğer adıyla ontoloji denir. Ontoloji var olan şeyleri varlığın bütününü, temelini ve varlıkların bağlarını inceleyen felsefe dalıdır. Aristoteles varlık felsefesini “ilk felsefe” olarak tanımlar. Felsefi açıdan Aristoteles ilk olanı, saf olanı bir ilke, bir gaye olarak görmeyi yeğlemiştir.
Felsefe içinde varlık fazlasıyla anlamlar taşımaktadır. Varlık “töz” olarak adlandırılmaktadır. Töz: Var olmak için kendisinden başka hiçbir şeye ihtiyaç duymayan varlıktır. Töz içinde değişmeler de olabilir ama aynı zamanda kalıcı bir varlıktır. Buna örnek olarak zihin ve madde gösterilebilir. Zihin yapısı değişebilir, madde değişebilir ama her daim kalıcıdır.
Varlıkla ilgili düşünülen 2 konu; gerçek varlık ve düşünülen varlık. Everest Dağı, Menekşe gerçek varlıklardır. Periler ve deniz kızı düşünülen varlıklardır.
Ontoloji makro-mikro, soyut-somut, maddi-manevi tüm alanları, tüm konuları kapsayan bir felsefe dalıdır. Ontoloji içinde birçok filozof sayılabilir. Descartes, Hobbes, Spinoza, Marx, Dewey, Sarte, Schopenhauer en önemlilerindendir.
Descartes Tanrıyı, Hobbes maddeyi, Spinoza doğayı, Marx madde ve değişimi, Sartre insanı temel olarak görmüştür.
Varlık Felsefesinin Temel Kavramları
- Arkhe: İlk madde, ilke.
- Metafizik: Kanıtlanamayan, soyut varlık (Ruh, tanrı)
- Madde: Duyularla algılanan varlık.
- İdea: Mükemmel varlık, değişmeden kalan, öncesiz ve sonrasız.
Varlık Felsefesiyle İlgili Filozof Sözleri
- “En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız oldugunu da söyleyebiliz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez.” – Arthur Schopenhauer(1788- 1860)
- “İnsanoğlu kainat dediğimiz bütünün bir parçasıdır, zaman ve mekanla sınırlanmış bir parça… Kendi benliğimizi, düşüncelerimizi ve duygularımızı her şeyden soyutlanmış hissediyoruz, ve buna bilincin yarattığı bir göz yanılsaması denebilir. Bu yanılsama bizi kişisel arzularımıza ve en yakınımızdaki birkaç kişiye olan bağlılığımıza hapseden bir cezaevi gibidir. Görevimiz, şefkat evrenimizi tüm canlıları ve bütün güzelliğiyle doğayı da kapsayacak şekilde genişleterek, kendimizi bu cezaevinden azat etmek olmalıdır. İnsanoğlu varlığını sürdürecekse yeni bir zihniyete ihtiyacı vardır.” Albert Einstein (1879 – 1955)
- “Sorgulanmayan yaşam yaşanmaya değer değildir.” Sokrates (Mö. 470-399)