BilimGenelMakaleler

Tarihin En Büyük Salgınları

Google News Abone Ol

Yüzyıllardır insanların başına gelmiş en büyük felaketlerden biri salgınlardır. Hastalıkların nedeni olan hastalık yapıcı mikroorganizmaların (virüs, bakteri, mikrop, fungi vb.) insan vücudunda çoğalarak bir çok kişiye bulaşması ile oluşan hastalıklara bulaşıcı hastalıklar denir. Salgınların temelini işte bu bulaşıcı hastalıklar oluşturmaktadır. Salgınlar enfekte olmuş bir kişinin bir başka kişilere bulaştırmasıyla başlayan büyük sorunlardır. Salgın kelimesinin sözlük anlamı bir hastalığın kısa bir süre içerisinde kolayca yayılmasıdır, beklenmeyen ya da tarihte daha önce rastlanmamış hastalıklardır. Salgınlar lokal, genel ve dünya çapında (pandemik) bulaşıcıdırlar.

Salgınlar Nasıl Tespit Edilir?

Bir salgının gerçekten salgın olup olmadığına nasıl karar verilir? Belli bir yerde, belli bir zamanda beklenmedik bir hastalık artışı ile belirtilerin aynı oluşu, beklenenden daha fazla vaka sayısının gözlemlenmesi önemli belirtilerdir (gözlenen vaka sayısı > beklenen vaka sayısı). Olayın zaman süresi, kişi sayısı ve daha önceki benzer zamanlarda yaşanan hastalıklara bakılır. Olayın geçtiği zamanki dönemde yaşanan ölüm, taburcu olayları ve hastalıklar incelenir. Daha önce bölgede görülmemiş olan hastalığa dair tek bir vaka görülmüş olması, daha önceki salgınlara benzer olması ve dünya sağlığını tehdidi olarak görülen hastalıkların görülmesi ile salgın tanımlanır. Böylece, bir toplulukta ortaya çıkan hastalığın kaynağı belirlenir, salgına etki eden neden saptanır. Burada ki amaç doğru önlem ve tedbir almak ve salgını daha fazla yayılmadan önlemektir. Bunun nedeni salgınların en erken tespit edilip yeni salgınları ve salgının oluşturacağı tahribatı engellemektir.

Tarihteki Büyük Salgınlar

Tarih boyunca bir çok salgın hastalık olmuştur. Bu salgınların bir çoğu büyük can kayıplarına neden olmuştur. İşte bu salgınlar şunlardır:

Atina Vebası M.Ö. 429-426

Tarihte bilinen en eski salgınlardan biri olan Atina Vebası M.Ö. 429-426 yılları arasında yaşanmıştır. 75000 ile 100000 kişinin ölümüne neden olmuştur.

Antonius (Galen) Salgını M.S. 165-180

Roma İmparatorluğunda Yakın doğu ile olan savaştan sonra dönen askerler tarafından getirilen salgın hastalıktır. Bu salgın Roma İmparatoru Lucius Verus’un ölümüne neden olmuştur. Günde yaklaşık iki bin kişinin ölümüne neden olan bu salgın sonucunda %30’u kayıp oluşmuştur.

Justinianus Veba Salgını M.S. 541-542

Tarihin en büyük veba salgınlarından biri olan Justinianus Veba Salgını 541 yılında Konstantinopolis’de İmparator Justinianus tahtta otururken Avrupa’da başlayan ve daha sonrasında Mısır, Filistin ve Anadolu ile Konstantinopolis’e kadar gelmiştir. Bunun için İmparator şehrin giriş ve çıkışlarını kapatmış olsa da askerlerin savaş sonrası beraberlerinde getirdikleri fareler ile veba şehre giriş yapmıştır. Farelerin üzerinde bulunan xenopsylla böceği (çok küçük) veba taşıyordur. Başlarda birkaç yüz ölüme neden olan salgın sonunda halkın %40’ı ölmüştür.

Kara Veba 1346-1353

Fetihler, savaşlar ve ticaret yolu ile gelen bu salgın dokunduğu yeri sessizleştirip ıssızlaştırırdı. Bu salgın Avrupa’da büyük bir yıkıma neden oldu, normal salgınlardan daha tehlikeli ve dünya nüfusunu büyük ölçüde tehdit eden bu salgının 75-200 milyon arasında insan öldürdüğü söylenmekte. Avrupa nüfusunun %30 – %60 arasında azaldığı belirtilmiştir. 25 milyon civarı insan ölmüştür.

Suçiçeği 15.yy

15.yy’da Avrupalılar yeni bir kıta(Amerika) keşfetti. Bu kıtada yaşayan yerliler ile tanışan Avrupalılar yerel halka taşıdıkları mikroorganizmaları bulaştırmış oldular. Yerel halkın bu mikroorganizmalara bağışıklıkları olmadığı için büyük can kayıpları yaşandı. Bu can kayıplarına neden olan hastalık suçiçeği hastalığıdır. Bu salgın Avrupa’da halkın 1/3’ini öldürmüştür, yeni keşfedilen kıtada ise yerel halkın %90’ının ölümüne neden olmuştur. 19.yy’da ise hala yerel halkın bağışıklığı direnç kazanamadığı için iki kişiden biri ölmektedir.

Cocoliztli Salgınları 16.yy

1576 yılında başlayan kanamalı ateş salgının asıl adı Cocoliztli salgınıdır. ‘Yeni İspanya’ yani günümüz adı Meksika olan bölgede suçiçeği, tifüs, kızamık gibi görülen birkaç hastalığın aynı dönemde yaşanması ile ortaya çıkmış bir hastalıktır. Hastalığın belirtileri yüksek ateş, şiddetli baş ağrısı, siyah dil, koyu renkli idrar, dizanteri, şiddetli karın ve göğüs ağrısı, nörolojik bozukluklar, gözlerden ve ağızdan gelen aşırı kanama gibi belirtilerin peşinden 2-5 gün arasında ölümler gerçekleşmektedir. Balıklardan kaynaklanan salmonella bakterisinden kaynaklı olduğu düşünülen bu salgın toplamda 15 milyona yakın insanın ölümüne neden olmuştur.

İlk Grip 1580

M.Ö. Yunan askerlerinde de görülen bu hastalık ilk gerçek salgını 1580 yılının yazında Asya’da ortaya çıktı. Ticaret yolu ile Avrupa ve Kuzey Amerika’ya yayıldı. Tam ölüm sayısı bilinmemekte.

Kolera Salgınları

Suların kirliliğinden kaynaklı olan bu salgın döneminde insanlar kullandıkları su ile kanalizasyon suları karışmaktaydı. Bu nedenden dolayı şiddetli ishale neden olan bu salgında erken tedavi edilmediği zaman 5 kişiden 1’i ölmekteydi. Ganj Nehri kıyılarına özgü olan bu hastalık, ziyarete gelen turistler tarafından kendi ülkelerine de taşıdılar. 1820-1824 yılları arasında dünyaya yayılmıştır. Bilim insanları bu salgının nedenlerini ne yazık ki 3.salgında bulabildiler. Böylece gerekli tedbir ve önlemler geç olsada alınmış oldu. Ancak Ganj Nehrinde hala 100mm suya 1,1 milyar dışkı bakterisi bulunmaktadır. ( Tarih boyunca 7 kez kolera salgını yaşanmıştır.)

İspanyol Gribi 1918

En büyük salgın felaketlerinden biri olan, H1N1 alt grubu influenza virüsü halk arasında İspanyol Gribi olarak bilinmektedir. 11Mart 1918 yılında ABD’nin New Mexico eyaletinde tespit edilmiştir. 18 ayda 50 ila 100 milyon arasında insanın can vermesine neden olan bu virüs, hayvanlardan insana, insanlardan insana hava yoluyla bulaşmaktadır. Diğerlerinden farkı, bünyenin bağışıklık sistemi ne kadar güçlü ise ateşin o kadar yüksek meydana gelmesidir. Bu grip salgını İspanya’da başlamamıştır, I. Dünya Savaşında yer almayan İspanya hiçbir askeri harekat bulunmamasına rağmen ilk kez gündeme gelmiş olması ile İspanya Gribi olarak adlandırılmasına neden olmuştur.

1957 Asya Gribi

Çin’de başlayan inflüenza-A virüsünün ördeklerde mutasyona uğrayarak insana geçen bir hastalık olduğu düşünülüyor. Yaklaşık 4milyon insanın canına mal olmuş bu hastalığın aşısı bulunmuş ve Asya Gribinin önüne geçilmiştir. Asya Gribi sayesinde kitlesel aşının önemi de anlaşılmıştır.

HIV/AIDS 1960-Günümüz

20.yy başlarında maymunlardan insanlara geçtiği anlaşılan virüs 1959 yılında Kongo’da görüldü. 1981’de ABD’de bir insanda teşhis konuldu. HIV, AIDS(Sonradan Edinilen Bağışıklık Yetmezliği Sendromu)’e yol açan bir virüs olarak bilinmektedir. AIDS, HIV etkeni nedeni ilk insanlarda bağışıklık sisteminin çökmesine neden olan bulaşıcı bir hastalıktır. Bu virüs vücudun savunma gücünü zayıflatmakta, yıkmakta ve normal koşullarda tedavi edilebilen hastalık, savunma gücü yetersiz kaldığında tedavi edilemiyor. HIV’in bulaşma yolları; cinsel ilişki, organ, kan ve kan ürünleri nakli, anneden bebeğe geçmesidir. Kendine özgü belirtileri olamayan bu hastalığın bulaşmış olduğu kişilerde ayrıca belirti görülmemektedir. Ancak ELISA testleri ile açığa çıkan bu hastalık son 30 yılda 36 milyon kişinin hayatına mal olmuştur.

SARS (Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromu) 2002-2003

SARS, şiddetli akut solunum yolu koronavirüsünün (SARS-CoV) neden olduğu solunum yolu hastalığıdır. İnsandan insana öksürük yolu ile bulaşan bu hastalığın en büyük belirtisi yüksek ateştir. Kasım 2002 yılında başlayıp Haziran 2003 yılında sonlanan salgın Hong Kong’da başlamıştır. SARS salgını neredeyse pandemik hale gelmiş, Dünya çapında 8422 vaka ve 916 ölüm görülmüştür. 37 ülkeye yayılan salgın %50 oranında 65 yaş ve üzerini etkilemektedir.

Ebola Salgını

Ebola, insanlarda ve primatlarda görülen bir hastalıktır. Maymunlardan insanlara geçtiği düşünülen bu hastalığın ateş, boğaz arısı ve kas ağrısı gibi belirtileri bulunmaktadır. Batı Afrika’da Aralık 2013’te Gine’de başlayan salgın Batı Afrika ülkelerine dağılmış ve Haziran 2016’da bitmiştir. 28bin 616 kişiye bulaşmış, 11bin 325 kişiyi öldüren salgın terihteki en ölümcül ebola salgınıdır. Tedavisi ne yazık ki bulunamamıştır.

Zika Salgını

Zika virüsü, flaviviridae ailesinin flavivirüs cinsine mensup bir hastalıktır. Sivrisinekler ve cinsel yolla bulaşan bu hastalık primatlarda görülmekte. Fakat ilk defa Nijerya’da bir insanda bu virüse rastlanılmıştır. Hastalığın belirtileri; ateş, baş ağrısı, gözlerde kızarma, kusma, döküntü, kas ve eklem ağrısıdır. Hamile kadınlar bu hastalığa yakalanırsa eğer bebeklerin kafataslarının yapısında çok fazla küçülme yaşanır. 2015 yılında salgın olarak salgın kabul edildi.

Korona Salgını (Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromu Koronavirüsü 2)

2019-2020 pandemisi olarak kabul ediliyor. 2019’un Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde başlayan salgın dünyanın bir çok yerine yayılmış bulunmakta ve büyük ölüm oranlarına neden olmuştur. Hala sürmekte olan bu pandemi hayvandan insana ve insandan insana hava yolu ile bulaşmaktadır. Grip olarak başlayan hastalığın en büyük belirtisi yüksek ateş, solunum yetmezliği ve öksürüktür.

Bu linkten şu an dünyada ki son durumu görebilirsiniz. => https://www.covidvisualizer.com/

Bu salgınlar tarihin en büyük ve en ölümcül salgınlarıdır hatta bu salgınlar arasında Sıtma Salgınıda bulunmaktadır (bir başka yazıda onu ayrı olarak anlatacağım). Tarihte nedenleri hala bilinmeyen ya da daha küçük kitlelere neden olmuş bir çok salgın yaşanmıştır.

Salgınların Sonucunda

Genellikle savaş sonrası ya da farklı coğrafyada ki hastalıklara gerekli direnci olmayan toplumlarda salgınların başladığı görülüyor. Buna ticaret yolları, göçler ve savaşların neden olduğu örnekleri tarihte inceleyebiliriz. Her salgın sonrası insanlar bu büyük hastalıklara karşı her geçen zaman diliminde önlemlerini arttırmıştır fakat bir sonra ki salgına zemin hazırlayan davranışlar terk edilmediği için bir çok salgın tekrar etmiştir(kolera gibi). Bu nedenlerden dolayı günümüzde COVID-19 virüsüyle olan savaşta insanlık sınıfta kalmıştır. İnsanlık her zaman sorunların oluştuğu süreçte tedbirlerini arttırmış ancak sorun geçtikten sonra normal yaşantılarına devam etmişlerdir. Bu süreç zaman içerisinde her zaman böyle ilerlemiştir. Bu yüzden daha temiz, daha tedbirli ve daha sağlıklı günler dilerim insanlık için. Sağlıkla ve bilimle kalma dileğinizle.

Kaynaklar

  • T.C. Sağlık Bakanlığı/Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Salgın İnceleme, Salgın Tehditleri Erken Uyarı ve Cevap Dairesi Başkanlığı
  • Doç. Dr. Feda Şamil ARIK, Selçuklular Zamanında Anadolu’da Veba Salgını, DergiPark/783258
  • Sertaç AKGAN, Tarihteki en ölümcül salgın hastalıklar neden ortaya çıktı ve sona erdi?, euronews./16.03.2020
  • Kanra, G., & Kara, A. (2003). SARS: Şiddetli akut solunum yetmezliği sendromu. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 46, 155-161.
  • Petersen, L. R., Jamieson, D. J., Powers, A. M., & Honein, M. A. (2016). Zika virus. New England Journal of Medicine, 374(16), 1552-1563.
  • Yolun, M. (2012). İspanyol gribinin dünya ve Osmanlı Devleti üzerindeki etkileri (Master’s thesis, Adıyaman Üniversitesi).
  • Savaş, N. (2015). HIV/AIDS (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü/Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu). Türkiye Klinikleri J Public Health-Special Topics, 1, 29-36.
  • Chan, J. F., Li, K. S., To, K. K., Cheng, V. C., Chen, H., & Yuen, K. Y. (2012). Is the discovery of the novel human betacoronavirus 2c EMC/2012 (HCoV-EMC) the beginning of another SARS-like pandemic?. Journal of Infection, 65(6), 477-489.
  • Richardson, E. T., Barrie, M. B., Kelly, J. D., Dibba, Y., Koedoyoma, S., & Farmer, P. E. (2016). Biosocial approaches to the 2013-2016 Ebola pandemic. Health and human rights, 18(1), 115.
  • De Ceukelaire, W., & Bodini, C. (2020). We Need Strong Public Health Care to Contain the Global Corona Pandemic. International Journal of Health Services, 0020731420916725.

Şeyma Ateş

Biruni Üniversitesi 3. sınıf Moleküler Biyoloji ve Genetik öğrencisiyim. Mühendislik fakültesinde okuduğumdan ötürü mühendislik derslerini de almaktayım. Bölümümü %100 İngilizce okuyorum. Ayrıca İstanbul Üniversitesi'nde AUZEF Laborant Veteriner Sağlık bölümü 2.sınıf öğrencisiyim. Arkeogenetik, genetik, antropoloji ve tıbbi genetik alanları hakkında araştırmalar yapıyorum. Bu yaptığım araştırmaları sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyarım.

Bir Yorum

  1. İspanyol Gribi özellikle ilgimi çekti. Salgın deyince onu aradı gözüm bir bakıma. Bir de rica etsem bundan sonra uzun basamaklı sayılarda , ayracı kullanır mısınız? Daha okunaklı olacağını düşünüyorum. 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir