BilimGenelMakalelerSağlık

Phineas Gage Vakası Nedir?

Google News Abone Ol

Başlıkta da belirttiğim vaka, Phineas Gage adındaki bir demiryolu işçisinin 170 yıl önce başına geldi ve sinir bilimi ve psikoloji tarihinde en çok tartışılan konulardan birini oluşturdu. 

Peki bu adamın başına gelen bu kadar ilgi çekici olay ne?

Phineas Gage Vakası

25 yaşındaki inşaat ustası, Cavendish Vermont yolu boyunca kurulan yeni bir tren rayı yatağının kurulumunda çalışıyordu. Görevi ise bir deliğe yerleştirilen patlayıcıları demir bir çubukla bastırarak sıkıştırmaktı. Bu oldukça tehlikeli bir görevdi. Bir nedenden dolayı patlayıcılar erken infilak etti ve yaklaşık 6 kiloluk demir bir çubuk havaya fırladı ve Gage’in sol yanağından girip beyninden geçerek kafatasından dışarı çıktı.

Beyninin sol ön lobu neredeyse tamamen parçalanan Gage, sakin bir şekilde ayağa kalktı. Bilinci yerindeydi ve sadece birkaç dakika sonra konuşmaya başladı. Kimsenin yardımı olmadan at arabasına bindi ve doktorun bulunduğu 1,2 kilometre ötedeki en yakın yerleşim birimine arabada dik oturur vaziyette gitti. Gage’i ilk muayene eden kişi olan Dr Edward Williams, onun öldüğünü zannetti ancak ağır yaralı işçinin nabzı 60’ı gösteriyordu.

Doktorların büyük çabası altında yaklaşık bir ay sonra kendini toparlayan Gage, sağlığına kavuştuğunda, karakteri ve davranışları tamamen değişmişti. Çalışkanlığını korusa da, konuşma ve algılama sorunları yaşamaya başladı, kendisine yardımcı olmak isteyenlere karşı sabırsız bir hal aldı.

Onu kaza öncesi ve sonrası tanıyan herkes, değiştiği konusunda hemfikirdi. Pek çok şiddetli nöbetin sıkıntısını yaşadıktan sonra 1860 yılında hayatını kaybetti fakat tıp tarihindeki en ilginç dosyalardan biri haline geldi.

Yıllar Sonra Yeniden İncelendi

Aradan geçen 164 yılın ardından, bilim insanları Gage’in kafatasına ait en detaylı modeli çıkarmayı başardı. Araştırmacılar, Gage’in beyninde oluşan hasarı derinlemesine inceleyerek, yaşadığı kazanın ayrıntılarını çıkardı. Ayrıca, karakter değişikliklerine neden olan Alzheimer gibi hastalıkların daha detaylı incelenmesini sağlayacak bulgular elde edildi.

Gage’in beyin dokusundan örnek bulunmaması ve otopsi raporun yetersiz kalması, beyninde oluşan hasarın boyutunu anlamayı zorlaştırıyordu. Harvard Üniversitesi araştırmacıları, 2001 yılında Gage’in kafatasına sahip olan Warren Anatomi Müzesi’nden izin alarak, kafatasının bilgisayar tomografisini çıkardı. Ancak çalışmayı gerçekleştiren akademisyenlerin üniversiteden ayrılmasıyla veriler kayboldu.

John Van Horn ve ekibi, kafatasının üç boyutlu modelini yeniden oluştururken, kazada parçalanan kemikler, demir çubuğun çapı ve Gage’in kazadan sonra konuştuğuna dair bilgileri değerlendirdi.

Mümkün olan tüm verilerle demir çubuğun beyinde izlediği yolu kesin olarak belirlemeye çalışan Horn, 10 milyon olası sonuç arasından bir tanesinde karara vardı. Ardından, 25 yaşında olan ve Gage ile aynı eli kullanan 110 erkeğin beyin taramaları çıkarıldı. Taramalar, Gage’in kafatası boşluğuna tam olarak uyacak beyin modelini oluşturmak için kullanıldı. Elde edilen beyin modeli ile demir çubuğun izlediği yol bir araya getirildiğinde, Gage’in beyninde oluşan hasar da ortaya çıkmış oldu.

Sonuçlara göre, sol yanaktan giren ve beynin sol tarafından çıkan (bu esnada birkaç dişi söküp atan) demir çubuk, önceden sanıldığı gibi beynin ortasını etkilemedi. Beynin çıkarılan haritası, beynin sol tarafında bulunan beyaz dokudan çok fazla kaybedilmesinin, bu dokuların bağlantılı olduğu sağ kısmı da etkilediğini gösterdi. Bu nedenle, beynin sağ kısmında da bazı kısımlar tam olarak iyileşmedi. 

Gage’in beynindeki sinir yollarıyla, 110 veri tabanından alınan sağlıklı insan beynine ait sinir yolları, kazanın neden olduğu değişimi net bir şekilde gösterdi. 

Horn, yaptıkları araştırmanın sadece tarihi bir olayı aydınlatmakla kalmadığını, aynı zamanda modern tıp için de önemli bir kazanç olduğunu belirtti: “Ön loblardaki beyaz doku kaybı, bunamayla bağlantılı olduğu gibi Gage’in yaşadıklarıyla da uyuşuyor. Beynin hangi kısımlarının davranışları etkilediği konusunda çok önemli bulgular elde ettik.”

Meysa Kardelen Akan

Merhabalar, ben Meysa Kardelen Akan. 20 yaşında, moleküler biyoloji ve genetik lisans öğrencisiyim. Bilime özellikle de genomik tıp'a ilgim var. Her zaman daha çok araştırarak, yeni bilgiler öğrenmeye çalışıyorum.  Okul dışında derneklerde görev alarak her gün bir başka insana bir iyilik katmaya çalışıyorum. Yazılarımla ilgili aklınıza takılan noktaları, katmak istediğiniz şeyleri ya da herhangi bir yazı konusu fikri için lütfen mail atmakan çekinmeyiniz. [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir