GenelMakaleler

Neden Suçluları Kapatırız

Google News Abone Ol

Eski zamanlardan beri insanlar, topluma ya da ortak yaşama zarar veren insanları cezalandırmıştır. Eski Çağ Hukuklarında kısasa kısas sisteminden tutun da, Hititlerde para cezalarına kadar değişik ceza sistemleri oluşturulmuştur. Zamanında ülkemizde de dahil olmak üzere tarihte birçok insan idam cezasına da çarptırılmıştır. Günümüzde ise idam birçok ülkede artık yürürlükte değil, onun yerine insanlar hapishanelere gönderiliyor ve bu da bir bakıma bireyin özgürlüğünün kısıtlanmasının en etkili ve caydırıcı ceza yöntemi olduğunu ima ediyor.

Suç işleyen insanların hapishanelerde cezalandırılması ve belki de ölüme terk edilmesi yerine, rehabilitasyon görerek topluma kazandırılma ihtimalini hiç düşündünüz mü? Sonuçta hapishanedeki birçok insan topluma fayda vermemekle birlikte, kullandığı kaynaklar düşünüldüğü zaman aslında ekonomik birer zarar niteliğindeler. Bunun yerine, onları düzeltmeyi başarırsak her şey daha güzel olmaz mı? Bu soruyu doğru şekilde değerlendirip tartmak için, önce rehabilitasyon hapishanesinin ne demek olduğunu anlamalıyız.

Bir rehabilitasyon hapishanesi, suç oranını düşürme odaklı çalışır. Suçluları konforsuz yatakhanelere hapsetmek ve özgürlüklerini kısıtlamak yerine onları değiştirmeye, onlara yeni alışkanlıklar kazandırmaya çalışırlar. Öyle ki, mahkumlar kendi yemeklerini, tamirat işlerini kendileri yaparlar. Günün belli saatleri kullanabildikleri çeşitli sosyal alanları vardır.

Elbette alışılmış hapishanelerdeki gibi beton duvarlar arasında volta atmaktan bahsetmiyorum. Televizyon odaları, ortak mutfaklar, marangoz atölyeleri ve çok daha fazlası mahkumların ellerinin altında. Bununla beraber, bıçak, çatal, çivi, çekiç gibi bazı mutfak, tamirat eşyaları sürekli ulaşabildikleri yerlerdedir. Camlarında demir parmaklıklar yoktur, hatta iki kişilik odalarında bir mini buzdolabı, bir televizyon ve özel bir banyo bile bulunur. Mahkumlar farklı dallarda eğitim alabilirler ve bunun için ayrı bir binaları vardır. Kendi içlerinde bir manavları bile var. Biraz abartı bulabilirsiniz, ama hapishane içinde duvarlarda yerel artistlere yaptırılmış sanatsal çalışmalar bile var. Bahsettiğim hapishaneden dünyada yalnızca bir tane var ve çok da ilginç olmayan bir şekilde Norveç‘te.

Dünyanın En İnsancıl Hapishanesi

Öncelikle, suçluların kötü davranışlarını düzeltme ve değiştirme amaçlı bir hapishanede, mahkumlar suçtan ve suç düşüncesinden belli etkinliklerle uzak tutulurlar. Elbette, bu süreçler ve sonuçları mahkumların ceza sürecinden sonraki hayatının inşasında, topluma ayak uydurmasında anahtar görev alırlar. Norveç’teki Halden Hapishanesi bahsettiğimiz hapishanelerin dünyadaki tek örneği. Halden Hapishanesinde mahkumlar, farklı meslekler ve uzmanlık alanlarında eğitim görüyorlar ve ne ile uğraşacakları kendi seçimleri. Belli bir işin ucundan tutmayı öğrenmekle kalmayıp, çeşitli hobileri de deneme imkanına sahipler. Halden Hapishanesinde kapalı spor salonu, halı saha kompleksi ve son teknoloji ekipmanları bulunan bir ses kayıt stüdyosu bile bulunuyor ve bunlar hobi imkanlarından yalnızca birkaçı. Yani, bu hapishanenin tek amacı buraya gelen insanlara hayatta sevebilecekleri şeyler gösterip öğretmek.

İkinci olarak, suçlulara toplumda ortalama bir sosyal hayata sahip olabilmeleri için çeşitli davranış alışkanlıkları kazandırılmaya çalışılıyor. Uygulanan rehabilitasyon tekniklerinden sonra, örneğin meslek eğitimi, mahkumlar dış dünyada artık yeni bir işleri, yeni bir çevreleri olduğunun farkına varıyorlar. Hapishanedeki bu eğitim sırasında verilen işlerde, sorumluluk sahibi olmayı öğreniyorlar ve suçtan ciddi oranda uzaklaşıyorlar. Tabi bunu hiçbir şeye dayanmadan söylemek kolay değil. Bu yüzden hapishane ortamı filmlerde, belgesellerde sık sık işlenen Amerika ile Norveç arasında bir karşılaştırma yaptım.

Amerikan Ulusal Adalet Kurumunun 2014 yılında yayınladığı verilere göre hapisten çıkan mahkumların tekrardan tutuklanma oranı %76.6 iken, Norveç yeniden tutuklanma oranı %20 ile dünyadaki en düşük ülke. Bu verilerin bu şekilde olmasının tek etkeninin hapishane sistemlerinin farklı olması olduğunu düşünmek elbette saçma olur. Ancak yine de aradaki fark çok yüksek olduğundan, rehabilitasyon faktörünü tamamen göz ardı edemeyiz.

Günümüzde neredeyse tüm ülkeler cezalandırıcı hapishane sistemini doğru bulup uygulamasa da, rehabilitasyon hapishaneleri ileride güçlü ekonomilere sahip ülkeler için ciddi bir seçenek olacak gibi duruyor.

Elbette bahsettiğimiz Halden Hapishanesine tüm suçlular kabul edilmiyor. Buraya mahkum almak için görevliler mahkum adaylarını, işledikleri suçlar ve rehabilitasyona olan yatkınlıkları gibi parametreler eşliğinde değerlendiriyorlar. Yine de, toplumun gelişmesi için akıllıca düşünülmüş ve insanların değişebilirliği hakkında umutla hazırlanmış bir proje ve tebrik edilmeyi hak ediyor.

Sonuç olarak, insanların katı cezalara ve kuralları çarptırılması gerekip gerekmediği büyük bir tartışma olmakla beraber, anlayışlı ve sakin bir yaklaşımın iyi bir çözüm olduğunu söyleyebiliriz. İnsan bir makine değildir ve neyi yapıp neyi yapmayacağı konusunda her zaman doğru karar veremez ya da vermek istemez. Ne olursa olsun, insanın insan olduğunu hatırlamakta, eğer kötü şeyler yaptıysa bunların sebebini aramakta ve düzeltmeye çalışmakta yanlış olan hiçbir şey görünmüyor. Ne de olsa hiçbirimiz ne olacağımızı ya da nasıl olacağımızı seçemiyoruz ve daha doğum öncesi zamandan çevremizden etkilenmeye başlıyoruz. Hayatımız üzerinde çevremiz ve çevremizde yaşananlar bu kadar etkiliyken, topluma zarar verme yöneliminde bulunan insanların kendilerini mi suçlamalıyız, içinde bulundukları toplumu mu, onları oldukları kişiye dönüştüren faktörleri mi? Dahası, bu insanların yıllarca özgürlüklerinden alıkonulması ne kadar doğru? Cezalandırıcı hapishane sisteminin suç oranlarına, ekonomiye ve en önemlisi toplumun refah seviyesine gerçekten faydası var mı?

Mehmet Can Bıyık

Mehmet Can Bıyık, Haziran 1998'de İstanbul'da doğdu. 2012-2016 yılları arası okuduğu Bahçelievler Anadolu Lisesinde fen ve matematik ile beraber basketbol, müzik, resim, fotoğrafçılık ve edebiyat dallarında kendini geliştirdi. 2016'da başladığı Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği eğitimine 3.sınıf öğrencisi olarak devam etmekte. Otomotiv Teknolojisi, Sürdürebilir Enerji, Malzeme Bilimi ve Temel Mühendislik ile ilgili konuları yakından takip etmekte ve bilgilerini derleyip paylaşmakta.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı