BilimGenelMakalelerUzay

Kozmik Arkaplan Işıması Nedir?

Google News Abone Ol

Geceleri yukarıya baktığımızda gördüğümüz küçük ışık kaynakları ve büyük bir karanlıktır. Ama gerçek olan bu mu? Bugün size yıldızlar aslında çok büyüktür falan demeyeceğim bunu zaten biliyorsunuz. Bugün size aslında uzayın tam anlamıyla karanlık olarak nitelendirilemeyeceğinden bahsedeceğim. Bu yazı bir anlamda “Uzay Neden Karanlıktır? Adlı yazımın devamı niteliğindedir. Aslında uzay karanlık değil  sadece bizim gözlerimiz  ışığın mikrodalga seviyesi spektrumunu görmek için tasarlanmamış. Aksi olsaydı  geceleri gökyüzüne baktığımızda sürekli hareket eden ve tam 13.7 milyar yaşında ışınımlar görebilirdik. Belki her gece patlamalar gözlemleyebilirdik ve belkide bu ışık danslarını izlemek çok zevkli olabilirdi. Böyle bir şansımız olmasa da şuan evrenin her bölgesinde Big Bang’den hatıra bu ışınımların dolanıyor olduğunu bilmek dahi keyif verici. İşte bu ışınımlara Kozmik Mikrodalga Arkaplan Işıması diyoruz.

Kozmik Mikrodalga Arkaplan Işıması

Big Bang Teorisi ilk ortaya atıldığında çok fazla destekçisi yoktu fakat zaman ilerledikçe yapılan yeni gözlemler bu fikri daha inandırıcı kılıyordu. Ama bu teorinin doğruluğu beraberinde bazı mecburiyetleri de getiriyordu. Mesela eğer şu anda evrendeki her şey bir zamanlar bir patlamayla meydana geldiyse bu evrenin bir zamanlar çok yoğun bir ışınımla dolu ve çok sıcak olmasını gerektiriyordu. Çünkü  eğer evren ilk başta bu kadar sıcak olmasa idi biz bugün bu kadar çok Hidrojen  elementine sahip olamazdık.(Evrenin yaklaşık 2/3’ü hidrojenden oluşmaktadır.) Sıcaklık düşük olsa idi çekirdekler hemen birleşip ağır olan diğer elementlerin oluşumunu hızlandırırdı oysa ki hidrojen en hafif element ve çok fazla yoğun. Eğer Big Bang doğruysa evren bir çeşit radyasyonla dolu olmalıydı. Peki göremediğimiz ama varlığından neredeyse emin olduğumuz bu ışımayı nasıl keşfettik.

Kozmik Mikrodalga Arkaplan Işıması’nın Keşfi

Aslında Big Bang Teorisi’nin en büyük kanıtlarından biri olan kozmik mikrodalga arkaplan ışınımı 1964’te; New Jersey‘de Bell Laboratuvarları‘nda iki radyo astronom tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. Arno Allan Penzias ve Robert Woodrow Wilson isimli bu iki bilim adamı samanyolundan gelen radyo gürültülerini incelemeyi amaçlıyorlardı. Deneye başladıklarına beklentilerinden farklı olarak şaşırtıcı bir radyo parazit kaynağı keşfettiler. İlk önce bunun radyo teleskobundaki bir sorundan kaynaklanabileceğini düşündüler. Teleskop üzerinde bulunan kuş pisliklerinin böyle bir parazite sebep olması ihtimalini düşünerek bu pislikleri temizleyip deneyi tekrar ayarladılar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar yerötesi kaynaklı bu parazit gelmeye devam ediyordu. Bunun güneş sistemi veya samanyolu galaksisi dışından geldiği de apaçıktı çünkü bu parazit yöne bağlı olmaksızın her yönden eşit olarak geliyordu. Bu dalgaların sıcaklığı ise yaklaşık olarak 3 Kelvin civarındaydı. Bir süre sonra bu parazitin büyük patlamadan sonra var olması gerektiği düşünülen o ışınım olduğu anlaşıldı. Daha sonraki yıllarda bu ışınımın 2.725 Kelvin sıcaklığında ve 1,9 mm dalga boyunda olduğu COBE uydusu tarafından atmosfer dışında hassas bir biçimde ölçülmüştür. Bu ölçümler bu ışınımın aynı zamanda bir kara cisim ışıması olduğunu gösteriyordu. İki bilim insanı 1978’de bu büyük keşiflerinden dolayı Nobel Fizik Ödülü‘nü de almışlardır Biz çok farkında olmasak ta aslında ışımayı günlük hayatımızda görüyoruz. Örneğin TV’de yayın koptuğunda oluşan karıncalanma ve radyo frekansı değiştirirken çıkan ses bu ışımanın göstergesidir.

Ekrem Mücahit Doğdu

16.07.1998 doğumluyum. Üsküdar üniversitesi Moleküler biyoloji ve genetik öğrencisiyim. Istanbul da yaşıyorum. Özellikle kendi alanımın dışında fizik ile de ilgileniyorum. Kitap okumak, müzik dinlemek ve basketbol oynamak hobilerim arasinda.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir