Kolera hastalığı; “Vibrio cholerae” adındaki bakterinin insanların ince bağırsaklarında parazitlenmeleri neticesinde gelişen ve bulaşıcı etkileri olan bir çeşit hastalıktır. İlk olarak Hindistan’da ortaya çıkmış olup, 1827-1975 yılları arasında dünyaya yayılarak, adını tüm dünyaya duyurmuştur. “El Tor” vibriosuna bağlı son büyük salgın, Çelebeş’ten çıkmış ve 1965’te Basra körfezine, 1970’te Afrika’ya ve daha sonrasında da Avrupa’ya yayılmayı başarmıştır. Yalnızca insanlarda görülen bir hastalık olan kolera kusma ve dışkı yoluyla oldukça kolay bulaşabilmektedir. Kurak ve çöllerle kaplı bölgelerde görülebilmektedir. Çoğunlukla yaz günlerinde görülmesini de bu duruma örnek olarak gösterebiliriz. Hasta olan kişide sıvı ve elektrik kaybına neden olarak ölümle sonuçlanan ciddi yan etkileri bulunmaktadır.
“Vibrio cholerae” ince bağırsakta “Enterioksin” adında protein yapılı bir zehir maddesi üreterek, bağırsaklardaki epitelyum hücrelerinde “Adenil Sikloz” enzimini uyarır. Sikloz enderozinin 3,5 monofosfat adlı maddenin çoğalmasına yol açarak, bağırsakta bulunan epitelyum hücreleri vücut sıvısının boşluğuna geçmesine neden olur ve vücuttaki suyun sürekli ishalle vücut dışına atılmasına ve netice itibari ile hastanın sürekli su kaybetmesine yol açar.
Kolera Belirtileri Nelerdir?
Hastalığın kuluçka süresi, 6 ila 48 saat kadar olup, bu süre sonunda çok sulu be ağrısız bir ishale neden olur.
Hasta birkaç saat sonra vücudunun susuz kalmasından dolayı şoka girebilmektedir.
Kusma, karın ağrısı olabilir.
Kusma ve ishal sonucunda tuz kaybı yaşanır ve bu durum kas kramplarına sebep olabilir.
Hasta morarır, koleraya özgü kısık ses meydana gelir.
Çökük karın ve gözler, kırışık deri gibi yan etkileri bulunmaktadır.
Hastanın tansiyonu düşer ve nabzı hızlanır.
Aşırı su kaybı ile beraber gelen su içme isteği oluşur.
NoT: Kolera hastalığı tedavi edilmediği taktirde, %60 ölümle sonuçlandığı söylenmektedir. Ancak tedavi edildiğinde ve gerekli önlemler alındığında bu oran %1’e kadar inebilmektedir.
Kolera Nasıl Tedavi Edilir?
Kolera hastasının, hasta olduğunu anladığı andan itibaren zaman geçirmeden bir an önce en yakın sağlık kuruluşuna gitmesi önem arz etmektedir. Kesinlikle boş zaman geçirilmemeklidir. Nitekim kolera hastaları için zaman çok önemli bir etmendir. Hastaya, bu süre zarfı içinde 1 litresine 20 gram glukoz, 40 gram sodyumbikarbonat, 4 gram klorit ve 1 gram potasyumklorit içeren sulu bir çözelti, oral yolla verilebilir.
Kolerada Bulaşıcılık
Kolera bilindiği üzere bulaşıcı bir hastalıktır.Hasta ile aynı ortamda bulunulduğunda temizliğe ve havalandırmaya özen gösterilmelidir ve her ihtimale karşı aşı olunmalıdır. Nitekim aşı, 4-5 ay kadar bağışıklılık kazanmanızı sağlayabilir. Aksi taktirde yukarıda sözü geçen hastalığa yakalanır ve aynı yan etkilerin sizin için de geçerli olabilir.