BilimGenelMakaleler

Yaşlanmayı Tersine Çevirmek

Google News Abone Ol

Evet konu başlığı kulağa son derece ütopik ve hatta bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi gelse de Prof. Dr. Steve Horvath ve ekibinin araştırması bizlere tam da bu yönde bulgular sunuyor.

Araştırma büyüme hormonunun, bağışıklık sistemine yardımcı olan timus bezine etkisini incelemek için tasarlandı. Katılımcılara büyüme hormonu verilerek ergenlikten sonra küçülen timus bezi üzerinki etkisine bakılmak istendi ancak beklenmedik sonuçlarından mütevellit araştırma tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

Deney Aşaması

Deneyde dokuz kişiden oluşan bir deney grubuna bir yıllık bir süre boyunca  büyüme hormonu ve iki diyabet ilacından oluşan  bir ilaç kokteyli verildi. Süre sonunda sonuçların analizlerine başlandı ve katılımcıların yaşlanma süreçlerinin tersine döndüğü gözlemlendi. Sonuçlara göre katılımcıların; kişinin biyolojik sağlığının yaşı olarak da tanımlanan biyolojik yaşlarında (kişinin hayati organlarının işlev görme kapasitesiyle alakalı olup kronolojik yaşa bakılmaksızın kişinin biyolojik yaşı ne kadar küçükse o kadar uzun yaşaması beklenir. ) iki buçuk yıllık bir gerileme saptandı.

Çalışma bağışıklık sisteminin yanı sıra katılımcıların “epigenetik saatlerini” gösteren genomlarındaki işaretlerin de zaman geçmesine rağmen gelişmeye devam ettiğinin gösterdi. Epigenomlar tarafından ölçülen epigenetik saat, yaşlandıkça DNA’mızda meydana gelen kimyasal değişimlere, eklenen veya değişen etiketlere bakılarak ölçülüyor ve böylece kişinin biyolojik yaşı bulunuyor. Epigenetik saat üzerine onlarca daha araştırması bulunan proferör Horvath (bir başka çalışmasında da  epigenetik saate göre kişilerin ne kadar yaşayacağını ve kalp rahatsızlıkları, kanser, alheimer gibi yaşlılıktan kaynaklı hastalıklara kaç yaşına kadar yakalanmayacağını araştırmıştır. ) katılımcıların farklı yaşlarını anlamak için her hasta için epigenetik  saatin dört farklı ölçüsüne daha baktı ve her bir ölçümün tersine döndüğünü belirtti. Araştırma sonuçları katılımcı sayısının sınırlı olmasına rağmen son derece umut vadedici gözüküyor. Ayrıca deney bittikten uzun süre sonra bile katılımcıların 6’sının kanındaki değişimlerin hala devam ettiği gözlemlendi.

Çalışmanın yayımlandığı Nature dergisine konuşan Steve Horvath “Biyolojik saatin yavaşladığını görmeyi umuyordum ama geriye gideceğini beklemiyordum. Bu fütüristik hissettirdi.” açıklamasında bulundu.

Çalışmada deney grubunun oldukça küçük olması (dokuz kişi) ve bir kontrol grubunun olmaması çalışmanın zayıf yanlarını oluştursa da sonuçlar son derece umut vadedici olmakla birlikte farklı yaş gruplarının, etnik kökenlerin ve kadınların da dahil olduğu daha kontrollü ardıl çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyuluyor.

Kaynakça:

  • https://www.capital.com.tr/capital-dergi/mit-technology-review/ne-zaman-oleceginizi-bilmek-ister-misiniz
  • https://www.independentturkish.com/node/68406/bilim/bilim-insanları-yaşlanma-sürecini-tersine-çeviriyor
  • Santrock – yaşam boyu gelişim

Fadime Çağlar

Hacettepe Üniversitesi'nde psikoloji 4. sınıf öğrencisiyim. Bilim, sanat, mitoloji, teknoloji, tarih, felsefe başta olmak üzere mantıklı mantıksız her şeyi merak edip, araştırmaktan, öğrendiklerimi de arkadaşlarımla tartışmaktan büyük zevk duyarım. Hiçbir ayrıma varmaksızın bütün hayvanları seven, atlara ise aşık, bir doğa tutkunuyum. Yamaç paraşütü, origami, resim (yağlı boya, akrilik, ebru, rölyef), binicilik, doğa yürüyüşü hobilerim arasındadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir