BilimGenelMakalelerSağlık

İnsan Neden Ağlar?

Google News Abone Ol

Günümüzde gelişen teknoloji ile beraber yapay zeka ve robotların birleşmesi inanılmaz sonuçlar ortaya koyabiliyor. Robotlar birçok yönden insanları taklit edebiliyor ancak iş duygulara gelince çok daha karmaşık bir hal alıyor. Gözyaşları ile dünyaya gözlerimizi açıp, gözyaşları içerisinde kapatıyoruz. Peki insan neden ağlar hiç düşündünüz mü? “Erkekler ağlamaz” denir ancak erkeklerin de ağladığı zamanlar vardır. Peki neden ağlar insan?

Dünyaya geldiğimiz ilk anda ve ilk nefesimizi ciğerlerimize çektiğimizde ilk kez ağladık. Bebekken açlıktan rahatsızlıktan ağlarken, çocukluk döneminde ise istediklerimizi elde etmek için ya da yediğimiz azardan dolayı ağladık. Yaşlar ilerledikçe ergenlik geldi ve biz olu orta ağlamayı bıraktık. Belli belirsiz köşelere çekilip zaman zaman aşktan, sevgiden zaman zaman sıkıntıdan ağladık. Yaş 20’yi geçtikten sonra ise artık büyüdük ve daha zor ağlar olduk. Elimizdekilerin kıymetini bilmeye başladık belki. Yaşlandıktan sonra ise göz yaşlarımızın bulunduğu değimi yerindeyse kurudu ve artık çoğu zaman nasıl ağlandığını unuttuk. Ölürken ise ağlayan taraf biz değil bizi sevenler oldu. Uzun lafın kısası ağlamak hayatımızın her anından aslında bizimleydi. Doğduğumuzda ilk nefesimizi aldığımız andan itibaren, son nefesimizi verinceye kadar hep hayatımızda oldu.

Kaç Çeşit Gözyaşı Vardır?

Bilim insanlarına göre ağlamak 4 çeşittir. Hayatımızın her yerinde ve her anında bizimle olan ağlamaya gelin birlikte bilimsel açıdan bakalım.

Temel Gözyaşları

Temel gözyaşları genel olarak su ve tuzdan oluşmaktadır ve günde ortalama bir insanda 150-300 gram kadar salgılanır. Fazlası ise burun boşluğuna boşaltılır. İçeriğindeki tuz ve diğer mineraller kaygan olmasını sağlamaktadır.

Refleks Gözyaşları

Soğandan dolayı gözlerinizin illaki yaşardığı olmuştur yada içerine toz kaçtığında gözünüz yaşarmıştır. Refleks gözyaşları gözü koruma amaçlı kayganlığı arttırmak için salgılanan gözyaşı türüdür. Tam olarak ağlamak ile nitelendirilemez bu durumu anlatmak için halk arasında “gözlerim yaşardı” ibaresini kullanmaktayız. Gözü dış etkilerden korumak için salgılanan bu göz yaşı türü birçok kötü duruma karşı iyi bir reflekstir.

Duygusal Gözyaşları

Duygular işe karıştığında ağlamak akla gelen ilk şeylerden biridir. Yoğun duygu anlarında insanların %25’inin ağladığı söylenmektedir. Bu da her 4 insandan birinin mutluluktan, korkudan, üzüntüden veya diğer duyguların birikiminden dolayı ağladığı anlamına gelmektedir. İlginç bir şekilde diğer gözyaşlarına göre %25 daha fazla protein içermektedir.Tansiyonu düşürdüğü de toksinlerin uzaklaştırıldığı da bilinmektedir. Belki de bu yüzden ağladığımızda daha iyi hissediyoruz.

Unutulmamalıdır ki zararlı bakterilerin gözden temizlenmesi için ağlamak, oldukça iyi bir yoldur. Diğer yandan ağlayan insanların depresyondan daha iyi korunduğu da söylenmektedir. Yani ağladığımızda depresyondan uzak durarak kendimizi daha iyi hissediyoruz.

Patolojik Gözyaşları

Özellikle alzheimer ve parkinson hastalarında yaygın olarak görülen patalojik gözyaşı, birtakım psikolojik bozukluklar yaşayan hastalarda da görülebilmektedir. Hastanın kontrolü dışında etki gösterdiği söylenilen patolojik ağlama, son yıllarda literatüre giren farklı bir ağlama çeşididir.

Neden Ağlarız?

İnsanları robotlardan ayıran şeylerin başında duyguların geldiğinden bahsetmiştik. Ağlama sebebimizin ne olduğuna gelirsek ise insanların gelen olarak yaşadıkları duygu yoğunluğundan dolayı ağladığını söyleyebiliriz. Ani yaşadığımız mutluluk, üzüntü, korku gibi duyguların neticesinden gözlerimizden süzülen yaşlar yükümüzü hafifletmeye, sevgimizi ya da üzüntümüzü ifade etmeye yardımcı olmaktadır.

SerdarCR

Genetik ve biyomühendislik lisans mezunuyum. Aldığım eğitim fizik, kimya, biyoloji ve matematik ağırlıklıydı. Mühendislik fakültesi mezunu olduğundan dolayı analitik ve sonuç odaklı düşünce yapısına sahibim. Aldığım eğitim moleküler biyoloji, biyoteknoloji, mikrobiyoloji, genel ve organik kimya, tıbbi genetik ve mühendislik derslerini içermekteydi. Bu derslerde edindiğim teorik bilgileri yine bu derslerin laboratuvarlarında pekiştirme şansım oldu.Lisans hayatım boyunca birçok etkinlikte görev aldım. Bu etkinliklerden birinde konuşmacı olup PCR ve gelişim sürecini sundum. Başka bir etkinlikte ise bilgisayar alanındaki bilgilerim dahilinde teknik koordinatör ve tasarımcı olarak görev yaptım. Görev aldığım etkinlikler haricinde ikna kabiliyetine sahip olup Türkçe'yi iyi kullandığımı düşünmekteyim.Öğrenim hayatım devam ederken internette de çalışmalarım oldu. Bilim ve Tekno'nun kuruculuğunu yapıp yönetim görevini üstlenmekteyim. Ayrıca yine Bilim ve Tekno'da metin yazarlığı yaparak bu girişimi topluma yararlı olacak şekilde devam ettiriyorum. Yaklaşık 50 kişilik değerli ekibime liderlik yapmaktayım. Bunun yanı sıra ise özel bir firmada genetik mühendisi olarak satış departmanında çalışmaktayım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı