Öğünler sonrası karında şişlik, ve doyma hissinin olmaması gibi durumların; yanlış porsiyonlama, besin alerjileri veya başka sebepleri olabildiği gibi, yine bu belirtilerle baş gösteren bir diğer sebebi de hızlı yemek yeme alışkanlığı olabilir.
Beslenmenin, fizyolojik bir ihtiyaç olmasının yanı sıra günlük yaşantıda psikolojik olarak da yeri vardır. Günde ara ve/veya ana öğünler dahil olmak üzere kaç öğün besleniliyorsa, her öğün için belirli bir vakit ayırmaya özen gösterilmelidir. Sağlıklı sayılabilecek bir beslenme düzeninde neyin, ne zaman ve nasıl yenildiğinin farkında olunması gerekmektedir. Bu şekilde çeşitli rahatsızlıkların önüne geçilmesine ve bireyin psikolojik tatminine katkı sağlanabilir.
Zararları Nelerdir?
Vakit darlığı başta olmak üzere çeşitli başka sebeplerle, hızlı şekilde yenilip bitirilen bir tabak, doğrudan veya dolaylı olarak vücudumuzda bazı olumsuzluklara yol açabilir.
- Besinlerin sindirimi dişler ve tükürük salgısı yardımı ile ağızda başlamaktadır. Ağızda kısa süreli çiğnenen besin yeteri kadar küçük parçalara ayrılamaz ve mide bu sindirim için kıyasla daha fazla yorulur. Bunun sonucunda hazımsızlık, şişkinlik, yanma benzeri durumlar oluşabilir. Ayrıca hızlı yemek yerken daha fazla hava yutulduğu ve yine benzeri sorunlara sebep olabildiği bilinmektedir.
- Açlık veya tokluk hissi Leptin, Kolesistokinin, Gherelin gibi enzimler tarafından kontrol edilmektedir. Yemek sonrası doygunluk hissetmek için hormonların beyine iletilmesi ve sonrasında beyin tarafından bireyin doyduğuna dair sinyalinin verilmesi gerekmektedir. Beyin ve bağırsağın birlikte çalıştığı bu kompleks durumda hormonların işlevini yerine getirmesi, sinyallerin iletilmesi için zaman gereklidir. Kendine bu zamanı tanımayan bir birey doymadığını düşünerek yemeye devam edebilir. Bunun sonucunda kilo alımı olabilir.
- Hızlı bir şekilde yenen yemek sonucu besinler kana, kıyasla daha hızlı karışmaktadır. Uzun süreli devam eden bu durum sonucunda, Tip-2 diyabet, insülin direnci ve farklı metabolik bozukluklar görülebilir.
Araştırmalar;
- Japonya’da diyabet olmayan bireylerle 3 yıl gözlem süresiyle bir araştırma yapılmıştır. Bireyler hızlı yemek yiyenler, kahvaltıyı atlayanlar, yatmadan önce atıştıranlar ve yemekten sonra atıştıranlar olarak ayrıştırılmış ve araştırma sonucunda diyabet başlangıcı en fazla gelişen grubun hızlı yemek yiyen grup olduğu bildirilmiştir.
- 30 kadın arasında bir araştırma yapılmış, katılımcılar hızlı ve yavaş yemek yiyenler olarak ayrılmıştır. İki gurubun doyduklarını belirttiği kalori miktarlarına bakıldığında hızlı yemek yiyenlerin öğün başına 66 kalori daha fazla aldıkları belirtilmiştir.
- Yine yurt dışında yapılan bir araştırmada ergen yaş grubunun dörtte birinin televizyon seyretmek, bilgisayar oyunu oynamak için haftada en az bir kere hızlı yemek yediği gözlemlenmiş ve bu durum üzerinde sosyal medyanın etkisine değinilmiştir.
Nasıl Önlenebilir?
Bu başlık altında akıllara ilk gelen genellikle lokmaların daha fazla çiğnenmesi, ağızda bulunan lokma bitmeden yenisine yönelinmemesi önerisidir. Bunların yanında;
- Mutlaka oturarak yemek yemek
- Büyük parçaları lokmalara bölüştürmek
- Aşırı sıcak veya soğuk besinlerden kaçınmak
- Uygun olan durumlarda kaşık yerine çatal kullanmak
- Her lokmada kaşık ve çatalı elden bırakmak
- Yemek esnasında dikkat dağıtıcı şeylerle uğraşmak yerine yemeğe odaklanmak, sohbet etmek bu alışkanlığın önüne geçilmesi için dikkate edilmesi gerekenler arasındadır.
Tüm bunlar yemeğe olan farkındalığı artıracak, daha fazla lezzet almayı sağlayacak ve yemek yeme süresini uzatacaktır.