GenelMakalelerSağlık

Hacamat Uygulaması Nasıl Yapılır?

Google News Abone Ol

Hindistan’dan Antik Mısır’a,  Roma’dan Çin’e geniş bir coğrafyaya yayılan hacamat, en az beş bin yıllık bir tarihe sahiptir. Bilindiği kadarıyla tarihte tedavi amaçlı kullanılmış ve bilinen en eski tıp metinleri olan Eber Papirüslerinde de yerini almıştır. Yaş kupa tedavisi olarak da bilinen hacamat halen orta doğu ve orta avrupa’da sıklıkla kullanılmaya devam etmektedir.

Hacamat Uygulaması

Eski zamanlarda kuru veya yaş kupa tedavilerinde; boynuz, metal, çömlek, bambu gibi maddeler kullanılırken günümüzde cam ve sert plastik kullanılmaktadır. Uygulamasına bakacak olursak ise; ateş veya manuel pompa ile deriye negatif basınç uygulanıp sonrasında yaklaşık 0.1-0.2 mm kalınlığında çizikler atılır. Bu işlem yapılırken dermo-epidermal alandaki fenestre kapilleri travmatize etmemeye dikkat edilip interstisyel alandaki sıvı dışarıya atılmaya çalışılır. Tekrar negatif basınç uygulanıp kılcal damarlarda birikmiş, toksitli kanın dışarı çıkması sağlanır. Bu işlem yapılırken kupalar konuldukları yerde 5-10 dakika kadar bekletilir.

Hacamat Mekanizması

Kupa tedavisi uygulandığı yerde negatif basıncın etkisiyle kan dolaşımını hızlandırarak kas ve damarlara esneklik kazandırdığını aynı zamanda kapiller etrafındaki basıncı azaltarak kapiller filtrasyonu artmakta, sinir uçları yıkanmakta doku yapışıklıkları açılmakta ve nihayetinde bölgedeki ağrı azalmaktadır. Ayrıca spinal kord ve serebral korıteksde endorfin ve enkafalin gibi opiyatların salınımını arttırarak acı/ağrıyı inhibe ettiği rapor edilmiştir. Bir yandan cildin boşaltım işlevlerini kolaylaştırken diğer taraftan da en iyi derin doku masajı olma özelliğini taşımaktadır. Daha bir çok faydası ve dolayısıyla bir çok farklı mekanizması olmakla beraber burada bu kadarlık bir kısma yer verilmiştir.

Hacamat Faydaları/Etkinliği

Her ne kadar Turanşah Tümer kan basıncından üremeye, uyku-dikkat problemlerinden ülsere geniş bir ranja yayılan altmış üç maddelik bir liste sunsa da biz yine sadece bir kaçına değinebileceğiz. Hacamatla kılcal damarlardaki kirli kan atılarak yerine temiz kan gelmesi sağlanmaktadır. Vücudun yenilenmesi, düzenlenmesi, cildin yenileşmesi ve sıkışması, detoks, ödemin çözülmesi, organ fonksiyonlarının artması, vücudun arınması, rahatlama, damar tıkanıklarının açılması gibi faydaları bulunmaktadır. Hacamatın fayda sağladığı rahatsızlıklar arasında birçoğumuzun aşırı bilgisayar vb. kullanımından dolayı muzdarip olduğu boyun ağrısı da bulunmaktadır. Kore’de yapılan bir çalışma da bu hastaların kupa tedavisi sonrasında ağrılarında azalma ve fonksiyonel durumda düzelme yaşadıkları rapor edilmiştir. Ayrıca bel ağrısında da benzer sonuçlar bulunmuştur.

Astım hastalarında solunum test sonuçlarında düzelme ve sigara içen insanlarda kandaki oksijen doygunluğunda bir artma gözlenmiştir. Bir başka araştırmada kupadaki kandaki oksidatif maddeler damarlardakine göre çok daha yüksek oranda bulunmuştur.

Uzun faydalarından sonra hacamat düşünenlerin unutmaması gereken ilk nokta mutlaka bu işin ehli olan kişilere gitmeleri gerektiğidir. Vücuttan kan çıkısının olduğu bu yöntemde hijyenik olmayan ortamlarda yapılan gelişigüzel uygulamalar enfeksiyon riski yaratabilmektedir. Ayrıca hacamattan bir gün önce et ve süt ürünlerinin olmadığı bir diyet uygulamanız gerekmekte ve belli zamanlarda yaptırmanız gerekmektedir. Konuya ilgi duyanlar ve daha fazla bilgi edinmek isteyenler kaynakçaya göz atabilirler. Özellikle Okumuş’un makalesi hem bilimsellik hem de örnek çeşitliliği açısından son derece faydalı bir okuma olacaktır.

Kaynakça:

  • Benli, Z. (2017). Hacamat Tedavisi. Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi. 1(6), 46-53.
  • K., Ullah, A., Younis, M., Wali (2006). An investigation into the effect of Cupping Therapy as a treatment for Anterior Knee Pain and its potential role in Health Promotion. The Internet Journal of AlternativeMedicine;4:1‐9.
  • Okumuş, M. (2016). Kupa Tedavisi ve Hacamat. Ankara Medical Journal16(4).

Fadime Çağlar

Hacettepe Üniversitesi'nde psikoloji 4. sınıf öğrencisiyim. Bilim, sanat, mitoloji, teknoloji, tarih, felsefe başta olmak üzere mantıklı mantıksız her şeyi merak edip, araştırmaktan, öğrendiklerimi de arkadaşlarımla tartışmaktan büyük zevk duyarım. Hiçbir ayrıma varmaksızın bütün hayvanları seven, atlara ise aşık, bir doğa tutkunuyum. Yamaç paraşütü, origami, resim (yağlı boya, akrilik, ebru, rölyef), binicilik, doğa yürüyüşü hobilerim arasındadır.

3 Yorum

  1. Benim gözümde site isminde bilim kelimesi geçtiği için hacamatın bilimselleştirilme çabasından başka birşey değil şu yazı. Hacamatın bilimsel platforma taşınmasına tabiki karşı değilim ama bilimin bizde nasıl yapıldığına bakınca hala modern toplumun medeniyetin uzlaştığı noktalara ne kadar uzak olduğumuz sanırım ortada. Okumuşun makalesini incelemek bilim okuru olma yolunda olan biri için konunun ne olduğunu ve seviyenin ne kadar düşük olduğunu anlamaya yeter bence. Öte yandan nihayetinde yazı amaca uygun diyebiliriz. Magazin.

    1. Makale zaten bilim kategorisinde değil fark etmemiş olabilirsiniz. Ayrıca bilimsel platformda açıklanmasına karşı olmadığınızı belirtmişsiniz. O halde sorun göremiyorum, iyi günler.

    2. Öncelikle değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Bilim konusundaki hassasiyetinizi anlıyor ve takdir ediyorum. Lakin bu konuya ben de son derece önem vermekte olup bilimsel olmayan hiç bir kaynağı kullanmamakla birlikte yazı dahilinde verdiğim bütün bilgiler birkaç makalece doğrulanmıştır. Gerek kullandığımız kaynakları gerekse o makalelerin kaynakçalarına bakarsanız bu konu hali hazırda batıda çokça çalışılmaktadır. (ki ilgili literatürde İngilizce kaynak fazlasıyla mevcutken Türkçe araştırma çok azdır.) Yani bahsi geçen modern toplumlar bu konuyu çoktan araştırmış ve alanda öncü bilimsel dergilerde yayımlamışlar ve son olarak da bize Hacettepe’de öğretilen ilk şey olarak bir şeyi kabul ediyorsak da reddediyorsak da mantıklı gerekçeleri olmalı perspektifinden yola çıkarak bu konuyu araştırıp yazmaya karar verdim. Zira bilimin içine düştüğü yegane sorun olan ilk izlenime bakarak araştırmadan reddetme yanlılığından kaçınmak istedim.

Ahmet Fatih Tanrıkulu için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı