Profesör denilince aklımıza hep yaşlı insanlar gelir. Saçları aklaşmış, yüzleri kırışmış ve bir o kadar da bilge görünen insanlar… Oktay Sinanoğlunu diğerlerinden ayıran en büyük farklardan biride buydu. 20. Yüzyılda Yale Üniversite’nde “tam profesörlük” unvanını en genç yaşta (28 yaşında) kazanan öğretim üyesi oldu. Henüz orta yaşlarının başlarında olan Sinanoğlu 1963 yılında profesör ilan edildi. Peki bu hızlı gelişen başarının sırrı neydi ?
TED Ankara kolejini birincilikle bitirip burslu olarak Amerikaya gönderildi. Henüz 21 yaşındayken 1956 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de Kimya Mühendisliğini birincilikle bitirdi. 22 yaşındayken Amerika da MIT’den birincilikle Yüksek Kimya Mühendisi oldu. 23 yaşındayken Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de; Kuramsal Kimya Doktorasını yaptı. Sinanoğlunun bu soluksuz eğitim hayatına şaşırmamak hayran olmamak mümkün değil. Bu başarısının sebeplerinden en büyüğü tabi ki zekası olsa da diğer etkenleri yani kimyaya ve bilime olan doyumsuz sevgisi, merakı ve tabi ki de çalışkanlığı.
Bunların yanı sıra Sıklıkla karşılaşılan bir iddia olan Sinanoğlu’nun dünyanın en genç profesörü olduğu. Ancak bu iddia doğru değil. Sinanoğlu, iddia edildiği gibi dünyanın en genç profesörü ünvanına hiçbir zaman sahip olamadı. Friedrich Nietzsche dikkatimizi çekiyor. 1844 doğumlu Nietzsche, 25 yaşında iken 1869 yılında Basel’de profesör olarak göreve başlar. Ayrıca Dünyanın en genç profesörü ünvanını, Seul’deki Konkuk Üniversitesinde tam zamanlı fakülte profesörü olarak 19 Şubat 2008 tarihinde atanan, 22 Şubat 1989 doğumlu Alia Sabur elinde tutmaktadır. Alia Sabur, dünyanın en genç profesörü ünvanına 19 yaşında ulaşmıştır. Bu başarısıyla Guinness Rekorunu da elinde tutmaktadır.
Oktay Sinanoğlunun Başarıları
Orta Doğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti yalnız Oktay Sinanoğlu‘na mahsus olmak üzere kendisine Danışman Profesör ünvanını verdi. 1973’de Almanya’nın en yüksek “Aleksander von Humboldt Bilim Ödülü”nü ilk kazanan kişi oldu. 1975’de Japonya’nın “Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülü”nü kazandı; yine 1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu‘na ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü ünvanı verildi. 1976’da Japonya’ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır. Amerikan Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir. Meksika hükümeti tarafından yüksek Bilim Ödülü “Elena Moshinsky” ile ödüllendirildi.
Daha sonra dünyada yeni kurulmaya başlayan moleküler biyoloji dalının ilk profesörlerinden biri oldu. Dünyanın pek çok yerinde buluşları ve kuramları ile ilgili konferanslar verdi. Ayrıca Nobel ödülüne iki kez aday oldu.
En önemli 5 kuramı şöyledir:
- Many Electron Theory of Atoms and Molecules (1961) – Atom ve moleküllerin çok elektronlu kuramı.
- Solvophobic Theory (1964) – Çözgeniter kuramı.
- Network Theory (1974) – Kimyasal tepkime mekanizmaları kuramı.
- Microthermodynamics (1981) – Mikrotermodinamik
- Valency Interaction Formula Theory (1983) – Değerlik kabuğu etkileşim kuramı
“Başkasını taklit etmeyin. Kendi yolunuzu çizip azimle yürüyün. O zaman herkes sonradan sizi taklit edecektir.” -Oktay Sinanoğlu.