Davranışların Temeli

Davranışlar

Dünya 4.6 milyar yıldır varlığını sürdürmektedir. İnsanlık dünyanın varoluşundan bugüne kadar küçük bir zaman dilimini kapsar. Bu zaman içerisinde bilinen ilk insan Adem olarak kabul edilirken bilimsel olarak bu fikir desteklenmemektedir. Her ne fikir olursa olsun insanlığın var oluşundan bugüne kadar kalıtım ve davranışlar da var olmuştur. Bu iki kavram birbirleriyle oldukça alakalıdırlar. Çünkü insanlığın varoluşundan bugüne kadar olan sırların çözümünde her zaman kalıtım ve davranışlara bakılmıştır. Bu iki kavramın ortak noktası gendir. Kalıtım ve davranışlar genetik olarak aktarılırlar. Kalıtımın genler ile aktarıldığını herkes biliyor. Fakat davranışların hepsinin aktarıldığını söyleyemeyiz. İnsan davranışları geçmişten günümüze incelendiğinde, davranışların hem genetik hem de çevresel olduğu söylenilmiştir.

Davranışlarda Genetik Faktörler

Bilinen gerçeklerden yola çıkarsak beyin büyük bir bellektir ve bu bellek insanın DNA’sı üzerinde saklanır. Saklanan bu bellek gen aktarımı sayesinde bir sonra ki nesle geçebilir. Eğer insanların çoğunun kabul ettiği gibi ilk insanı Adem olarak kabul edersek insan davranışlarının atadan geldiği kesin olarak söylenir. Çünkü kutsal kitaplar incelendiğinde torunların atalarının davranışlarını sergilediği ve onlardan miras kalan anılar, nefret, kin ve suça eğilimin varlığı söylenebilir. Örneğin Kabil’in Habil’i öldürdükten sonra Kabil’den gelen soyun suça ve kine yatkın olduğu anlatılmıştır. Ama bilimsel olarak bu konuyu düşündüğümüz zaman, insanın atalarının yaptığı davranışların yüzyıllar geçse bile eğilim gösterdiği görülür. Şöyle ki insan bir önceki neslinde şiddete meyilli bir aileden geliyorsa bu kişinin ne kadar sakin bir ortamda yetişmiş olsa da şiddete ve suça meyilli olduğu gözlemlenmiştir. Bunun dışında insanı ilk çağlardan başlayarak incelersek ateşin bulunduğundan bugüne kadar insan ateş karşısında daima korkmuş ama her zaman etkilenmiştir. Etkilenmeyi bebeklikten ölene kadar gözlemleyebiliriz ve bebeklerin ateşe verdikleri tepkinin ne kadar ilkel olduğunu söyleyebiliriz. Bu konu hakkında ikiz kardeşler üzerinde yapılan deneylerin sonuç vermediği söylense de ikiz kardeşlerin sonuç olarak anne ve babalarından farklı genetik bilgi sağlamaktadır ve bu durum çocuklar üzerinde farklı baskın genlerin ortaya çıkmış olmasını sağlayabilir. Ya da bu çocukların yetiştikleri ortamlarda davranışlarının zamanla farklı etkilenmesine neden olmuş olabilir.

Related Post

Çevrenin Etkileri

Üst başlıkta ele alınan konular incelendiği zaman, yukarıda ki davranışların yanı sıra çevresel olarak edinilen bir çok davranışımızın varlığından söz edebiliriz. Çünkü %50 genetik ve %50 çevresel etkiler etkilidir davranışlarımızın üzerinde. Mesela konuşmamızı ele alırsak, tarihte bunun üzerine etik olmayan bir çok deney yapılmıştır ama yapılan araştırmalar sonucu konuşmanın sonradan elde edildiği söylenmiştir(başka bir başlıkta ayrıntılı anlatılacak). Sonradan oluşan korkularımızda bebeklikte sevdiğimiz bir oyuncağın insanların verdiği tepkilerden ötürü korkmak ve sevmemek eylemi gibi davranışlar gösterdiği görülmüştür. Ya da küçük bir bebeğin hayvanlara olan aşırı sevgisinin ailesi üzerinde uyguladığı baskıdan ya da verdikleri tepkilerden dolayı hayvanları sevmemeye başlayabilir. Bu durumların çevresel faktörlerin etkisi olduğu görülür. Bu konu için bebeklikten başlamamın sebebi insan davranışlarının bebeklikten başlayarak şekil almasıdır. İnsan, genetik bilgileriyle doğar ve çevre ile gelişir.

Kısaca…

İnsan varoluşundan bugüne kadar incelendiğinde davranışlarının aslında genetik olabileceği ve bu davranışların çevresel etkenlerle değişebileceği gerçeği her zaman var olacaktır. Elbet hayatınızın bir dönemi anne veya babanıza benzetilmeniz gibi davranışlarınızın da akrabalarınızdan birine benzetildiğine tanıklık etmişsinizdir ki benzediğinizin söylendiği akrabanızı yılda birkaç kez görüp etkilenmenizin çok düşük olduğu durumlarda olmuştur. İşte bu gibi tepkilerin kanıtı niteliğindedir davranışların genetik oluşu. Tabi ki zamanla davranışlarınız değişir ama bu davranışlarınızı, reflekslerinizi, sevmediğiniz çoğu şeyin atalarınızdan miras kaldığı gerçeğini değiştirmez…

Şeyma Ateş: Biruni Üniversitesi 3. sınıf Moleküler Biyoloji ve Genetik öğrencisiyim. Mühendislik fakültesinde okuduğumdan ötürü mühendislik derslerini de almaktayım. Bölümümü %100 İngilizce okuyorum. Ayrıca İstanbul Üniversitesi'nde AUZEF Laborant Veteriner Sağlık bölümü 2.sınıf öğrencisiyim. Arkeogenetik, genetik, antropoloji ve tıbbi genetik alanları hakkında araştırmalar yapıyorum. Bu yaptığım araştırmaları sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyarım.
Benzer İçerikler