BilimCanlılarGenelHayvanlarMakalelerSağlık

Canlı Radar: Yarasalar

Google News Abone Ol

Dünyada ki memeli türlerinin neredeyse yarısını kapsayan yarasalar, chiroptera olarak adlandırılan süzülmek yanı sıra kanatlarını kullanarak uçabilen tek memelidir.

Ülkemizde ki Endemik Türleri

Yapılan araştırmalara göre 980 türü bilinmektedir. Ülkemizde ise pteropodidae, vespertilonidae, molossidae, rhinolophidae olmak üzere 4 tanedir.

Pteropodidae (uçan köpekler): Gözleri diğer türlerine göre oldukça büyüktür. Verdiği yaşam mücadelesi ve fıtratına uygun olarak kulakları huni şeklindedir. Genellikle meyvelerle beslenirler.

Vespertilonidae (düz burunlu yarasalar): Bu tür grup halinde yaşar, ayrı kalmazlar. Kolonileri oldukça çok üyeye sahiptir. Sadece böcek yerler. Burunları duvara çarpmış gibi dümdüzdür. Gözleri pteropodidae türüne göre küçüktür.

Molossidae (kuyruklu, buldok yarasalar): Eğer karşılaşırsanız bu türü ayırt etmek çok kolaydır. Çok pis kokarlar. Diğer türlere göre daha çok hareket ederler. Kulakları nispeten daha büyüktür, köşelidir. Kanatları, kuyrukları dar ve uzundur.

Rhinolophidae (nal burunlu yarasalar): Böceklerle beslenirler. Kış uykusundayken perdeli kanatlarıyla vücutlarını sararlar. Baş aşağı uyurlar. Burunları at nalını andırır. Gözleri küçüktür.

Yarasaların Yaradılışlarında ki Mucizeler

Dilleri bir memelinin diline göre oldukça uzundur. Nektarlara ulaşmak için kullanırlar. Kullanmadıkları zamanda dillerini kaburga kafeslerinin içinde saklarlar. Ayaklarının arkasında bir tür çengel bulunur. Bu sayede baş aşağı uyurken zorlanmazlar. Gündüzleri karanlık yerlerde uyumayı tercih ederler. Gece onlar için çok daha anlamlıdır. Avlanmak gibi yaşamsal faaliyetlerinin büyük çoğunluğunu yerine getirmek için geceyi beklerler.

Türlerine göre beslenmeleri de farklılık gösterir. kimileri böceklerle beslenirken, kimileri çiçek özü ve meyve ile beslenir. Nadir olarak görülse de balık, kuş, kertenkele ve kurbağa ile beslenenleri de vardır. Gebelik süresi 110 gün kadardır. Genellikle 1 ya da 2 yavru doğururlar. Türden türe değişiklik gösterse bile genellikle yavru bakımı vardır. Annelik şefkatleri oldukça fazladır. Tehlike hissettiklerinde zarar vermeleri kaçınılmazdır. Yavrular büyüyene kadar annenin kanatlarının altında olurlar. Henüz uçamayacak kadar küçüklerse anne onları taşır.

Yapılan geniş çaplı araştırmalara göre bütün yarasaların gözleri görür. Ancak yol ve yön bulmada görme yetilerini kullanmazlar. Ekolokasyon olarak adlandırılan mükemmel bir yön bulma yetenekleri vardır. Bu yetenek silahlı kuvvetlerin ve denizcilerin kullandığı radar sistemine ilham olmuştur. Kanıtlamak içim bilinçli olarak kör edilen bir yarasanın gündüz ve gece farketmeksizin bir yere çarpmadan ilerlediği görülmüştür. Bu yeteneklerini kullanmak için ağızlarından ve burunlarından ses dalgaları gönderirler. Sesin gidip gelme mesafesini göz önünde bulundurarak, etraftaki cisimlere çarpıp geri dönmesiyle, yankıyla yönlerini rahatça bulurlar. Frekansı 200.000 olan tüm sesleri duyabilirler. İnsanlar ise frekansı 20.000 olan titreşimleri algılayabilirler. Bu sesler yarasanın yaşına göre değişir, çoğunlukla insanlar tarafından duyulamaz. Av sırasında saniyede 200 çığlık atabilirler.

Yarasaların Evi

Besin kaynaklarına oldukça yakın yerlerde barınırlar. Başka bir deyişle gıda depoları kendilerine yakın olmalıdır. Gıda depoları için genellikle  kunduz gölleri, bataklıklar, çiftlik gölleri, ırmaklar, sezonluk havuzlar ve geniş su birikintilerini tercih ederler.

Genç yarasaların büyümesi için ortam 80ºC – 90ºC olmalıdır. Bu aynı zamanda yetişkin yarasalar için uyku dönemine de uygun bir sıcaklıktır. Barınak ortamları için de genellikle mağaralar, boş ağaç kavukları, oyuk yerler, dar geçitler, terk edilmiş evler, eski bacalar ve kayalardaki boşlukları tercih ederler. Adaptasyon yetenekleri oldukça gelişmiştir. Buzdolabında bile uyuyabilirler. Diğer sıcak kanlı memelilere nazaran çok daha rahat uykuya dalarlar. Uyku esnasında soğukkanlı olurlar.

Yarasaların Hayatımızda ki Yeri

Yarasaların bazı türleri meyve, balık gibi besinleri tüketse bile genellikle böceklerle beslenirler. Adaptasyonlarına ve ekolojik dengenin uyumuna göre keşfedilmiş 800.000 böcek türü arasından yalnızca chrysopidae, dictyopterous, diptereous, sivrisinekler ve hemerobiidae familyasına ait olan böceklerle beslenirler. Bir yaşam alanında ya da ekotonda dahi olsa yetişkin bir yarasanın tek bir avında en az 3000 sivrisineği yemesi düzeni oldukça dengede tutar. Bu denge geniş popülasyonların yüzlerce yıl ayakta kalabilmesi için büyük avantajdır. Nem ve ıslaklık yarasalar için yaşam koşullarını belirler. Yağmur ormanlarında yarasalar, ağaçların sağlıklı olarak yüzlerce yıl yaşamasından tutunda kuşların neslini devam ettirebilmesine kadar pek çok etkisi vardır.

Amerika’da bulunan Vampir Yarasa olarak adlandırılan tür tedavi açısından büyük destekçimiz. Felçli hastalar için ilk tedavi ışığı. Üretilen çoğu felç ilaçları felcin meydana gelmesinden üç saat sonra kullanılırsa hiç bir işe yaramaz. Bu nedenle felçli hastaların yaklaşık %80’ni tedavi edilemez. Bu üç saat onlar için çoktan geçmiştir. Yapılan yeni araştırmalar sonucu Vampir Yarasanın tükürüğünde bulunan desmoteplase felç oluşumunun ardından 9 saate kadar etkisini göstermektedir. Bu da üç kat şifa demektir. Şuana kadar uygulanan tedavilerde 6 saatte net çözüm olduğu da görülmüştür.

Çağın yeni hastalığı olabilecek bir hastalık daha var ve şifası yine Vampir Yarasanın tükürüğünde. Bu hastalık ateroskleroz adı verilen tüketilen gıdalardan, kullanılan bakım ürünlerinden kısmen dışardan gelen bir etkiyle damarların iç duvarlarının kalınlaşması durumudur. Bu tür yararlarının yanı sıra oldukça tehlikelidir de. Kanla beslenirler. Genellikle sığır gibi hayvanları tercih ederler. Taşıdıkları virüs bir  sığır sürüsünü rahatlıkla yok edebilir. Nadiren insanları ısırırlar. Bu kendilerini güvende hissetmediklerinde kullandıkları bir savunma mekanizmasıdır. İnsanlar için ölümcül tehlikesi yoktur. Daha çok ikincil enfeksiyona sebep olurlar. Kişiyi tek bir ısırıkla bırakmazlar. Ardından 1 gün sonra 1 hafta sonra ve 1 ay sonra ziyarete gelmeleri kaçınılmazdır. Çok kalabalık ortamda bile olsanız sizi rahatlıkla tanıyabilirler. Nefesinizde ki koku onlar için ayırt edici bir özelliktir.

Her memelinin yaşı vücut büyüklüğüne göre hesaplanabilir. Fareden daha küçük boyutta olan bir yarasa 15 yaşında yaşlı sayılmakta iken 3 yaşındaki fare çoktan yaşlanmıştır. Fareler çeşitli beslenirken yarasalar yağlı böcekleri tercih ederler. Buna rağmen 1 yaşındaki yarasayla 15 yaşındaki yarasa karşılaştırılırsa vücutlarında yağ birikintisi bulmak olası değildir. Bu yetenekleri üzerinde hala araştırmalar devam etmektedir.

Memeli hayvanlar arasında yalnızca dişi yarasa erkeğin spermini depolayıp gerektiğinde kullanabilir. Yarasalar genellikle sonbaharda çiftleşir. Ancak dişi yarasa da üreme hücresi ilkbaharda oluşur. Kış uykusu boyunca vücudunda depoladığı spermle bunu döller. Tüm dişi yarasalar aynı dönemde hamile kalsa da aynı dönemde doğum yapmazlar. Embriyonun gelişimini kontrol edebilirler. Bu da onlara doğum için bir kaç ay gecikmeye sebep olur. Kısmen kendi doktorlarıdır ve bu süreyi kendileri ayarlar diyebiliriz. Bu sperm depolama olayı bilim insanları tarafından hala çözülememiştir. Çözüme kavuştuğu zaman suni tohumlanma, nesli tükenecek olan hayvan sayılarının kontrol altına alınması gibi bir çok konuya aydınlanma sağlayacaktır.

Amerikan iç savaşında barut yapmak için kullanılan maddelerden biri de yarasa dışkısıdır. Günümüzde oldukça pahalıdır. Bir yaradılış harikası olan yarasalar tefekkür kaynağı olarak oldukça sır dolu. Her canlının bu evrende bir yeri, bir görevi olduğunu unutmamalı canlılara gereken saygıyı ve şefkati göstermeliyiz.

Kaynakça

  • https://www.kerimusta.com/yarasalar-hakkinda-bilgi/
  • Tübitak Dergisi Mart 2009 Sayısı
  • https://dergipark.org.tr

Hilal Selçuk

Merhaba :) Ben Hilal. Sayısal 2021 öğrencisiyim. Çeşitli spor dallarında okulumu ve kulübümü temsil ettim. Kendimi bildim bileli iletişimi yazarak sağlıyorum. Katıldığım çeşitli sempozyumlar ve bilim koridorları eşliğinde araştırmalarım öncülüğünde sizlere ilgileriniz doğrultusunda bir kapı aralayacağım. Modern dünyanın değişimi üstüne yakın takipçiyim. Hesabımda sanat, bilim ve edebiyatı birbirinden ayırmadan arasındaki ince çizgi üzerinde sizlere bir mum alevi olacağım. Çünkü bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir