BilimGenelMakalelerSağlık

Cam Tavan Sendromu

Google News Abone Ol

20 yüzyılla birlikte, kadınlar iş hayatında eskiye oranla daha fazla yer almaktadırlar. Ancak kadınların iş hayatındaki oranı hala oldukça düşük düzeydedir. Türkiye’de yapılan inceleme sonucunda, nüfusun yaklaşık olarak yarısını oluşturan kadınların sadece %30’u çalışma hayatında yer almaktadır (İpek & Yarar, 2010).

Kadınların, iş hayatlarında karşılaştıkları en büyük sorunlardan biride cinsiyet ayrımcılığıdır. İş hayatı içerisinde yükselme, maaş, saygı gibi pek çok alanda cinsiyet ayrımına rastlanmaktadır. Cam tavan sendromu, kadınların iş hayatında karşılaştıkları görünmez engellerden biridir. Ayrıca, örgütsel stres kaynakları arasında da yer almaktadır.

Cam Tavan Sendromu Nedir?

Cam tavan sendromu kavramı, 1970’li yıllarda kullanılmaya başlanmıştır. “Cam tavan” kavramındaki “tavan” yukarı çıkmanın engellenmesi; “cam” ise, görülmemesine rağmen, varlığının hissedilmesinden dolayı kullanılmıştır (Gökkaya, 2009).  Kadınların iş hayatında, üst düzey pozisyonlara gelmesini engelleyen ve görünür olmayan engellerdir. Bu engel, örgütte çalışan insanların önyargılarından beslenmektedir (Wirth, 2001). Bir başka değişle; cam tavan, kadınlar ile üst yönetim arasında bulunduğu varsayılan, kadınların kişisel özellikleri, başarıları ve yeterliliklerine bakılmaksızın daha üst mevkilere gelmelerini engelleyen, görünmez ve resmi olmayan terfi sınırlaması olarak ifade edilmektedir (İraz, 2009). Cam tavan sendromu, kadınlar için olduğu gibi engelli, yaşlı ve etnik azınlıklar için de kullanılmaktadır.

Cam tavan sendromunun nedenleri; bireysel, örgütsel ve toplumsal olarak sınıflandırılabilmektedir.

Bireysel engeller: Kadının yerinin iş yerimi yoksa evimi olması gerektiğine yönelik çelişkiler, kadına yönelik yapılan olumsuz yargıların içselleştirilmesi, toplumsal yargıları sorgulamadan kabullenme, iş ve aile ortamı arasında yaşanan çatışmalar, suçluluk duygusu, kariyer olarak yükselmeyi istememek şeklinde sıralanabilir. Kadınların kendi içlerinde yaşadıkları bireysel engeller, kadınları iş hayatında istemeyen bireyler tarafından kadınları engellemek için kullanılmaktadır.

Örgütsel engeller: Örgütlerin temelini oluşturan politikalar, kültür, iş bölümü, yöneticilerin tutumlarından kaynaklanmaktadır. Farklılıklara zayıflık olarak bakılması, bireysel farklılıktan dolayı dışlanma, örgütsel bilinç ve anlayışın olmaması, kadınlara eşit fırsat ve saygının verilmemesi örgütsel engeller arasında yer almaktadır.

Toplumsal engeller: Mesleki ayrım ve toplumsal ön yargılardan kaynaklanmaktadır. Mesleki ayrım, mesleklerin erkek ve kadınlara göre ayrıştırılmasıdır. Örneğin; sekreter, hemşire, hasta bakıcı, öğretmen gibi mesleklerin kadınlarla; mühendis, doktor gibi mesleklerin ise erkeklerle bağdaştırılmasıdır. Toplumsal önyargılarda, kadınların çalışma hayatlarında yükselmesine engel olmaktadır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın (2014) verilerine göre Türkiye’ deki erkeklerin %26,3′ ü ve kadınların %9,5’i kadınların çalışmaması gerektiğini düşünmektedir. Kadınların sadece ev, eş ve çocukları ile ilgilenmesi gerektiğine dayanan bu toplumsal ön yargı, kadını iş hayatından soyutlamaktadır.

Bu engellerdeki temel amaç, daha yüksek mevkilere gelmek isteyen kadınların performanslarını düşürmek ve işten ayrılma isteklerini ortaya çıkarmaktır.

Kaynaklar

  • Gökkaya, V. B. (2009). Türkiye’de Modernitenin Ötekisi: Kadın ve Kimliği (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Cumhuriyet Üniversitesi,  Sivas.
  • İraz, R. (2009). Çalışma yaşamında kadın ve erkek yöneticilerin cam tavan sendromuna ilişkin tutumlarının  karşılaştırılması, 17. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi,  Eskişehir Osmangazi Üniversitesi.
  • İpek, C & Yarar, S. (2010). Sınıf öğretmeni ve sınıf öğretmeni adaylarının okul yöneticiliğinde cinsiyet ayrımcılığına yönelik tutum ve görüşleri. E-international Journal of Educational Research, 1(1), 58-76.
  • Wirth, L. (2001). Breaking through the glass ceiling, women in management. Geneva: International Labour Office.

Derya Altınışık

Dokuz Eylül Üniversitesi, Biyoloji Öğretmenliği mezunuyum. Her çocuğun gerekli şartlar sağlandığında öğrenebileceğini düşünüyorum. Sürekli yeni şeyler öğrenmeyi ve öğrendiklerimi paylaşmayı seviyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir