Bermuda Şeytan Üçgeni’nin gizemini hepiniz biliyorsunuzdur. Bu bölge için ortaya bir çok teori atıldı: lanetli bölge dendi, uzaylıların işi olduğu söylendi ve daha bir ton şey..
Bermuda Şeytan Üçgeni Nedir?
Yeri Nerede?
Bermuda Şeytan Üçgeni sınırları kesin çizgilerle belli olmamakla birlikte Bermuda Adaları, Florida ve Porto Riko arasında oluşan üçgen bölge olarak kabul edilir.
Yaşanan İlk Olay Neydi?
Ellen Austin gemisi, 1881 yılında New York’a olan yolculuğunda mürettebatsız başıboş bir gemi bulur. Terk edilmiş gemiye mürettebattan 4 adam geçerek gemiyi beraberlerinde götürmek üzere Ellen Austin gemisine bağlarlar. İki gemi birbirlerine bağlı halde yolculuklarına devam ederken kısa süre sonra gizemli gemi, Ellen Austin’den koparak kaybolur ve çok geçmeden bulunur. Fakat bulunduğunda içindeki 4 adamın da kaybolduğu görülür.
Diğer olaylar da peşinden geldi…
USS Cyclops kazası
Amerikan donanmasının tarihinde, tek seferde en çok can kaybı bu olayda yaşanmıştır. 309 kişilik mürettebata sahip gemi 1918 yılında arkasında hiçbir iz bırakmadan kaybolur.
Flight 19
Flight 19 bir Amerikan Hava Kuvvetleri talim uçuşudur. 5 uçağın yaptığı bu talim uçuşu sonunda hiçbir uçak üsse geri dönmez. Telsiz konuşmalarında yönlerini bulamadıklarını ifade eden pilotlar sonunda yakıtları tükendiği için denize düşerler. Onları kurtarmak için yola çıkan bir arama kurtarma uçağı da sırra kıdem basar.
Birçok uçak, gemi ve insan kayboluyor izleri bulunamıyordu ama aslında bu bir gizem değildi sadece o zaman teknoloji bu kadar gelişmemişti. Günümüzde yapılan çalışmalar sonucunda bu sır artık çözüldü!
Gulf Stream Akıntıları
Bu akıntılar Atlantiğin batısında Bermuda şeytan üçgeni denilen yerde sürekli var olan akıntılardır ve çok kuvvetlidirler. Bu kuvveti açıklamak için şu örneği verebiliriz; Batmak üzere olan bir gemi acil yardım çağrısı (SOS) yaptığı anda Gulf Stream akıntılarının boy gösterdiği alanda yer alıyorsa en hızlı şekilde 10 dakikada bile yardım gelmiş olsa, gemi batmak üzere olduğu yerden 1,5 km uzaklaşmış olacak. Bu da geminin çağrısına en hızlı yetişen geminin bile batmak üzere olan gemiyi yerinde bulamayacağı anlamına geliyor. Eski tarihler düşünülürse sırf bu sebepten bile bir gemi rahatça batmış olabilir.
Deniz ve atmosfer arasında devamlı bir etkileşim mevcuttur. Denizlerin iç dinamiğinin yanında, atmosferik hava şartları, fırtına ve kasırgalar, sıcaklık farklılıkları ve deniz dibindeki yanardağ püskürmeleri sonucu su yüzeyine çeşitli gazlar çıkar. Ve bu gazlar atmosfer ve deniz sistemin özelliklerini bir anda değiştirir. Bunun sonucunda şiddetli akıntılar farklı yönlere çevrilebilir ve çekim kuvveti büyük girdaplar oluşturabilir. Bu çevrintiler o bölgeden geçen Gulf Stream sıcak su akıntısı içinde gelişip yüksek enerji potansiyeli ile yüklü bulunmaktadır. Ayrıca, okyanus dibindeki engebeli dip formasyonundan gelişen girdaplar da su yüzeyine çıkarak gemilerin gidiş yönünü değiştirebilmektedir.
Bir gemi böyle bir girdaba girerse süratini kaybeder ve rotasından çıkar.
Gulf Stream akıntılarının çözdüğü metan gazı sudan hafif olduğu için yüzeye çıkar. Tabandan yüzeye doğru suyun yoğunluğu azalır. O sırada oradan geçen bir gemi derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanus dibini boylar. Sebebi ise yoğunluğu kaybeden su, gemileri taşıyacak kaldırma kuvvetine sahip değildir. Kimyasal olay bitince de yoğunluk eski haline döner ve geride iz bırakmadan gemiler okyanus dibinde kalır.
Peki ya uçakların düşme sebebi?
Bunun sebebi de aynıdır. Yüzeye çıkan doğal gaz havadan hafiftir. Bu yüzden sürekli yükselir. Bu kez de yoğunluk azalması havada olur. Oradan geçen uçağın yönü şaşar ve motorları durur. Çünkü motorlardaki benzinin yanması için gerekli olan oksijen miktarı havada yeterli oranda bulunmaz. Uçak düşer ve okyanusta kaybolur.
Güzel bir yazı olmuş.