Alan Turing’in Hayatı
Alan Turing, günümüzdeki teknolojiye sahip olmamızda önemli yararları olan bir bilim adamıdır. Günümüzde kullandığımız birçok teknoloji, onun zekası ve girişkenliği ile üretilmiştir. İlk bilgisayarın babasıdır. 2. Dünya Savaşını İngiltere’nin kazanmasını sağlayan adamdır. Hatta bazı kaynak kitapları Alan Turing’den, 2. Dünya Savaşını kazanan adam diye de bahsetmektedir. 2. Dünya Savaşında “Enigma Makinesi“nin şifrelerini kırarak savaşı müttefiklerin leyine gelişmesini sağlayan bilim insandır.
Alan Turing’in ilk bilgisayarı yaptığını söylemiştik. Bunun dışında ilk yazılım dilini de kendisi geliştirmiştir. Aynı zamanda algoritma kavramını ilk kez yapay zekada kullanan kişidir. İlk yapay zeka, geliştirilebilir fikrini ortaya atan kişidir. Dünyanın ilk yapay zekasını yazmıştır.
Alan Turing, 23 Haziran 1912, Maida Vale’de İngiltere’de dünyaya gelmiştir. 3 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğudur. Küçük yaşlarında çok üstün bir zekaya sahip olduğu fark ediliyor. Öğretmenleri, arkadaşları ve diğer çevresindekiler Alan Turing’in zekasını fark ediyor. Alan Turing’ eğitiminin büyük bir kısmını İngiltere’de devam ettiriyor. Daha sonra Princeton Üniversitesi’ne gidiyor. Burada bir takım çalışmalarda bulunuyor. Ardından Polonya’ya gidip burada şifre kırma makineleri üzerinde çalışmalar yapıyor. 1935 yılında tekrar İngiltere’ye dönerek, 1938 yılında, 26 yaşına geldiğinde felsefe doktorasını bitiriyor.
Alan Turing, matematik, algoritma ve kombinasyon konusunda oldukça yetenekli bir dahidir. Eğitimini tamamladıktan sonra İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’inde eğitim vermeye başlıyor. Bir taraftan da, İngiliz Kraliyet Donanması’nda şifre kırma (Kriptoloji) bölümünde çalışıyor.
Alan Turing 2. Dünya Savaşı
1940 Yılında 2. Dünya Savaşı yıllarında, İngiliz ordusunun şifre kırma bölümünün lideri oluyor. Ardından 1941 yılında Almanların 2. Dünya Savaşında kullandığı en üstün makine olan “Enigma Makinesi“nin şifrelerini kırmayı başarıyor. Enigma makinesi matematiksel kombinasyonlar ile şifreleme yapabilen bir makineydi ve bu şifreleri kırmak oldukça zordu. Ancak belirtiğimiz gibi Alan Turing bu makinenin şifrelerini kırmayı başarıyor.
Ancak Almanlar başka bir seri çıkararak makinenin yaptığı şifreleri çok daha zorlu bir hale getirdi. Alan Turing, bu makinenin şifrelerini çözmenin insan zekasının sınırlarını çok daha fazla zorladığını söyleyerek, 1942 yılında Amerikan Donanmasından da aldığı destekle birlikte “Bombe Makinesi“ni icat ediyor. Bombe birçok kişi tarafından dünyanın ilk bilgisayarı olarak kabul edilmektedir. Ancak Bombe günümüzdeki bilgisayardan oldukça farklıydı. Onda transistör bulunmuyordu. Tamamen çarklardan ve dişlilerden oluşuyordu.
Alan Turing sayesinde 2. Dünya Savaşının 2 yıl erken bittiği ve fazladan 14 milyon insanın hayatının kurtulduğu söyleniyor. Bu nedenle ilerleyen zamanlarda Turing, İngiliz ordusu ile ve Amerikan ordusu ile çok önemli çalışmalara imza attı. Kriptoloji biliminin gelişmesine oldukça büyük katkıları oldu. 1945-1947 yılları arasında ACE (Otomatik Bilgisayar Motoru) tasarımında çalıştığı Ulusal Fizik Laboratuvarı’nda bulunuyordu. ACE’nin yapınında da görev aldı. Ardından ACE’nin kullanabileceği yazılım dilini geliştirdi. Bu yazılım dili ile dünyada ilk yazılım dilini geliştiren kişi oldu. Düşünen yapay zeka fikrini de bu dönemde ortaya attı. O dönemlerde bilgisayarların insanlar gibi düşünebileceğini ve olaylara insanlar gibi yaklaşabileceği fikrini ortaya attı. O dönemlerde fazla rağbet göremese de, günümüzde yapay zeka kavramına oldukça yaklaşmış bir konumda bulunuyoruz. Belkide birkaç yıl sonra yapay zekalar hayatımızın bir parçası olacak.
Alan Turing, 1948 yılında yapay zeka fikrini kabullendirebilmek amacı ile bir satranç programı yazıyor. Ancak o dönemde ACE bu programı çalıştırabilecek potansiyelde değildi. Buna rağmen yapabilmek için bir satranç turnuvası düzenledi. Rakibi kendi hamlelerini yaparken Turing, bir bilgisayar gibi algoritma ve kombinasyonlar ile hesaplama yaprak hamlelerini bu hesaplamaların sonucuna göre yaptı. Bu şekilde de turnuvayı kazanmayı başardı. Bu zamanlar yani 1948 yılında Alan Turing, olimpiyatlara katılıyor ve maraton dalında gümüş madalya almaya hak kazanıyor. 1950’ye kadar çok renkli bir yaşantısı olmasına rağmen, 1950′ den sonra işler Alan Turing için ters işlemeye başlıyor.
Alan Turing bir eş cinseldi. O zamanlarda İngiltere’de eş cinsellik bir akıl hastalığı ve bir ahlak suçu olarak kabul ediliyordu. Bu sebepten Alan Turing, eş cinsel olduğunu yıllarca saklıyordu. Ta ki, 1951 yılında polise gidip kendisine şantaj yapıldığını söyleyene kadar. Kendisine şantaj yapan adamlardan birinin, Alan Turing’in zamanında ilişkisi olan erkek arkadaşı olduğu ortaya çıktı. Adam Alan Turing’in eş cinsel olduğunu söyledi. Alan Turing’de nasıl bir çaresizlikse, eş cinsel olduğunu kabul etti.
Alan Turing Nasıl Öldü?
Bu tarihten sonra işler Alan Turing için ters bir şekilde işlemeye başladı. Kimse onun arkasını kollamadı, hiç kimse onunla çalışmak istemedi. Üniversiteler onu eğitim görevlisi olarak almadı. Turing’e 2 seçenek sunuldu, Bu iki seçenekten biri, hapse girmek diğeri de kimyasal hadım yöntemiydi. Alan Turing hapse girip ölmemek için kimyasal hadım yöntemini tercih ediyor ve yıllarca vücuduna 1 yıl boyunca östrojen iğneleri yapılıyor. Bu ineler Alan Turing’in beynini bulandırıyor ve artık eskisi gibi düşünemez hale geliyor. Basit matematik formüllerini bile çözemez hale geliyor. Cinsel kimliği açığa çıktığı için devlet ondan elini çekiyor. Arkadaşları ve akrabaları ona sırt çeviriyor, onu terk ediyor. Alan Turing bunca yarar sağlamasına rağmen, hayatının son yıllarını dışlanarak geçiriyor.
Durumlar bu şekilde iken 7 Haziran 1954 sabahı 41 yaşındayken, yatağında ölü bulunuyor. Polis raporlarına Alan Turing’in ölümü intihar olarak geçmektedir. Rapora göre Alan Turing, siyanür enjekte edilmiş bir elmayı yiyerek intihar ediyor. Bu rapora kanıt olması için, yatağının baş ucunda bulunan ısırılmış elma gösteriliyor. Ancak durumun böyle olmasına karşın elmaya içinde siyanür var mı diye bir test yapılmıyor, Alan Turing’e de otopsi yapılmıyor. Ortaya bir kaç iddia atılıyor. Bu iddialara göre Alan Turing gerçekten intihar ediyor. Diğer bir iddiaya göre de Alan Turing’i MI5, yani İngiliz Gizli Servisi öldürüyor. Bu iddianın sebebi, Alan Turing’in devletle ilişkisi tamamen kesilmiş olsa bile, İngiliz devleti hakkında çok fazla gizli bilgi bildiği için, öldürüldüğü ve intihar süsü verildiği söyleniyor.
Alan Turing öldükten sonra, itibarı ona tekrardan veriliyor. İngiltere Kraliçesi onun bütün suçlarından beraat ettiğini söylüyor. İngiliz Kraliyet Nişanı taktim ediliyor. Çalışmış olduğu üniversitelerde ona özel bölümler açılıyor. Hatta günümüzde Cambridge Üniversitesi’nde Alan Turing’in bir heykeli bulunmaktadır. Onun hakkında filmler çekiliyor. Belgeseller yapılıyor. Kendi geliştirdiği yapay zeka testi olan “Turing Testi” her yıl para karşılığında bir yarışma olarak düzenleniyor. Bu testi şuana kadar geçen bulunmuyor yalnızca geçtiğimiz yıllarda bir yapay zeka programı 7 jüri üyesinden 4 ünü kandırmayı başarıyor. Dünyanın en prestijli bilim ödülüne de onun adı veriliyor. Turing Ödülü olarak bilim ödülü veriliyor.
Bugün Apple’nin kurucusu olan Steve Jobs, Alan Turing hayranıdır. Onun için bilgisayarı icat eden mucit demektedir. Hatta söylentilere göre, Apple şirketinin ismi ve logosu olan ısırılmış elmanın, Alan Turing’in ısırdığı söylenen siyanürlü elmadan geldiği söylenmektedir. Ancak Apple şirketi bu söylentiyi doğrulamamıştır.
Bazı söylentilere göre Alan Turing biraz daha geç ölseydi. Günümüzde aramızda yürüyen yapay zekaya sahip robotlar olacaktı. Başka gezegenlere yapay zekaya sahip astronotlar gönderiyor olabilirdik. Kuantum bilgisayarı 30 yıl kadar önce icat edilmiş olabilirdi. Kuantum bilgisayarı hakkında daha fazla bilgi edinmek için “Kuantum Bilgisayarı Nedir?” adlı makalemizi okumanızı tavsiye ederim.
Çok büyük bir teknolojinin fitilini ateşlemiş kendisi.Buna rağmen yeterince tanınmıyor.